Saturday, February 28

dünyalı


takip ettiğimiz blogların hemen hepsinde filmler üzerine yazılar yazılmaya devam ettikçe kıskandım. hani bana hani bana dedim. benim tavsiyem the man from earth. mustafa'nın yoğun tavsiyesi üzerine gece geç saatlerde izlediğim bu filmi başka birisine aynı ısrarla tavsiye etmemek mümkün değil. film hakkında yazacağım hemen herşey spoiler kategorisine gireceğinden post'u kısa tutuyorum. insanlık tarihinin gelişimi gibi şeylere merakınız varsa mutlaka izleyin derim. ilginiz yoksa yinede izleyin kendinize göre birşeyler çıkartacağınıza eminim.

izleyin, pişman olursanız film için kaybettiğiniz zamanı size geri ödeyeceğim.

Friday, February 27

ıslak

yağmur yağmur yağmur... aralıksız yağmur yağıyor. kendimi macondo'da gibi hissediyorum.

dünya daha öylesine çiçegi burnunda değil artık hemen herşey adlandırılmış ve itinayla kirletilmişken yağmur kirleri temizlemiyor. aksine insana kendisini pis hissettiriyor. ıslanmış ayakkabıların içindeki nemli çorabın verdiği rahatsızlık yağmurun uzamasıyla bütün vücuda yayılıyor. 3 gündür yağmur yağıyor burda ve ben yağmursuz hayatın nasıl birşey olduğunu unutmuş gibi hissediyorum.

eve girince herşey ne kadar da farklı ne kadar da güzel.

Thursday, February 26

yolculuk


son galatasaray maçının gazıyla bursaya gitme planları yapılırken hava bize büyük oyun oynuyor. bilet kalmayacağından dolayı stada giremeden döneceklerin olmasına kesin gözüyle bakıyorum. yada bursa tribünlerine dalarlar artık. hiç olmasa yandaki gökdelende bir sürü boş yer bulunur. kocaelispor'un galatasaray maçının yarattığı beklentiyi karşılayamayacağını düşünmekle beraber bursadan puan çıkartacağına inanıyorum. kentte herkeste yeni bir zaferin beklentisi var fakat gerçekçi olmak gerekiyor. kocaelispor'un galatasaray karşısındaki skor başarısını bursa karşısında yakalaması pek mümkün değil. he galibiyet deseniz müthiş olur derim orası ayrı... çünkü düşmememiz için 8 galibiyete ihtiyacımız var. önümüzdeki maçları sırasıyla hatırlarsak;

-bursa (d)
-eskişehir
-fenerbahçe(d)
-ankaraspor
-ankaragücü(d)
-beşiktaş
-denizli(d)
-antalya
-konya(d)
-trabzon
-g.antep(d)
-ist.belediye
-hacettepe(d)
boyalı takımlardan mutlaka 3 puan almak zorundayız. eğer bu işi becerebilirsek kalan maçlardan ligde kalmamıza yetecek puan alabileceğimize eminim. bide fenerbahçe maçından öncede 5 e 2 hakkında yazacağım uğurlu geldi.
en son bursaya maça gittiğimde beşiktaşı 4 ' lemiştik. (bkz: kocaelispor-beşiktaş türkiye kupası finali)
son söz, ferat gitsek ya...

altyapı


uzun vadede şampiyonlar ligi ile ilgili planlarımız çerçevesinde şimdiden şampiyonlar ligini gözlem altına almaya karar verdik (bkz: 2012'de şampiyonlar liginde koyacağız real madride tezahüratı).

chelsea juventus maçı gole kadar chelsea'nin amansızca yüklendiği ve golden sonra 1 tane atarım üstüne yatarım tadında son 4-5 yılın klasik chelsea'sini izlediğimiz maç oldu. mavilerde anelka veashley cole ikilisinin oynadığı sol kanat hemen hemen hiç iş yapmazken takım ağırlıklı olarak sağ taraftan yüklendi. juventus ise gole kadar kendi yarısahasından çıkmakta zorlandı. uzun topları nedved ve camoronesi 'ye şişirerek onların amauri'ye indirdiği toplarla pozisyon aramaya çalıştılar. amauri her ne kadar güçlü bir santrofor olsada terry ile oynarken çok sönük kaldı. golü yedikten sonra juventus beklerini çıkartmadan orta saha 4' lüsünü daha önde kurarak baskı kurdu fakat 1 tane gol atsak süper olur ama bu skor da iyi tadında oynadıkları için gol olabilecek pozisyon bulmakta bile zorlandılar. del piero forvetin arkasında kayboldu gitti. frikiği veya tam sol ayağına layık gelen topu istediği gibi kullanabilse bu maçında yıldızı olabilirdi fakat o da gününde değildi. Hiddink'in gelmesinden sonra hücuma daha rahat çıkan ve daha istekli oynayan chelsea golü atıktan sonra mourinho'nun oturttuğu ohh golümü attım keyfime baktım sisteminde oynamaya devam ettiler. yahu bu sistem adamlara öyle tatlı gelmiş ki 3 yıl sonra bile aynı şekilde oynamayı kendilerine alışkanlık edinmişler. kalecilerden az gol olacağı belli karşılaşmaydı öyle de oldu. gol hariç dişe dokunacak 2 pozisyon chelsea tarafından drogba'nın 7. dakikada ki kafa vuruşu, juventus adına da cechin sağına giden topu parmaklarının ucuyla çıkardığı pozisyon olarak aklımda kaldı.

2012'de ki fantazilerimizi süsleyen real madrid bizi bugün biraz daha umutlandırdı. maçın sadece golünü gördüğüm için maç hakkında fazla fikrim olmamakla beraber ceza sahası içinde benayoun gibi adama o kadar rahat topa vuruş pozisyonunu (hemde kafa) ancak beşiktaş verir diyerek postu toparlayalım.

Tuesday, February 24

Monday, February 23

taner mi guiza mı v2


guiza ne kadar beleşçiyse (bkz: guizanın mallorcada attığı 27 gol) taner o kadar gollerini yoktan çıkartan forvettir. top alır, pas verir, top indirir, iyi şut çeker, plasesi ve henry ile yarışır. zafer biryolla taner'i bir tutmak olmaz. taner, beleşçi zafer biryol kazmasından en az 3 gömlek üstündür. ben zafer biryol'u anca guiza ile karşılaştırırım.

tanerin en az 15 maçını canlı izlemiş ferat'ın tanere kontratak golcüsü demesi biraz abes. evet kontratak belki taner'in en önemli yönü olabilir fakat kocaelispor az da olsa yüklenerek oynadığında taner'in bu oyunu da ne kadar iyi kotardığı aşikardır.

benim bu yazdıklarım taner'in gs'a 4 gol atmasından edit:kelli değil. 4 gol atmasaydı da yalakalık seviyesinde yazardım. hatta japon kale'nin dediği gibi kız olsam verirdim.

en kısa zamanda bir tane terli taner forması edinirsem kimse şaşırmasın. ama kıskanın :D bundan sonra halısaha gol sevinçlerimizin hareketlerinide bulmuş olduk. birinisi, çift ayak üzerinde sıçrayıp iki yumruğu yerden 45 derece açıyla hızlıca ileri sallamak ve ikinisi, sağ yumruğumuzu armayla kalbin olduğu yere vurmak.

Taner mi ? Guiza mı ?

Bugun bi yazarın yazısı bunun üzerine yazılmış. Bunları tartışmak bence yanlış. taner fenerbahçede oynayamaz. Yani bunun örnekleri de var türk futbolunda (bkz: Zafer Biryol). Büyük takımda oynamak ayrı birşey bence. Bakın taner attıgı gollerin 9 tanesini 4 büyüklerle oynadıgı maçlarda atmış. Bu ne demek taner tam bir kontratak forveti. Bu ligde bu alanda üzerine tanınmayacak tam bir son vuruşcu. Guiza mı ? guizadan ne köy olur ne de kasaba ne kontra yapar ne de hucum organizasyonlarında varyasyon yapar (alıp verip kaçmak vs.).

Coğrafi Konumdan Hisseler


'Karşı yaka memleket
Sesleniyorum Varna'dan
İşitiyor musun?
Memet!Memet!
Karadeniz akıyor durmadan,
Deli hasret, deli hasret,
Oğlum, sana sesleniyorum,
İşitiyor musun?
Memet! Memet!'


''Nazım Hikmet Ran''







Önce blog insanlarına en içten selamlarımı sunarım.Her ne kadar havaalanında ai lav yu osman tezahüratlarıyla karşılanmadımsada bu transferden sebep aranızda olmaktan büyük mutluluk duyduğumu bilmenizi isterim.Öncelikle nereden hangi şartlar altında yazıyorum biraz bahsedeyim.Bu özel ismi pek çok kere duyduk önemsemedik...
...II.Murat daha 13 yaşında olan oğlu II.Mehmet'e tahtı bırakmıştı.II.Mehmet'in toyluğundan yararlanmak isteyen Macarlar haçlı ordusunu toplayarak Osmanlı'ya karşı savaş ilan etmişlerdi.Bunun üzerine II.mehmet babasından yeniden tahta geçmesini rica etmiş fakat olumsuz cevap alınca meşhur sözlerini söylemişti 'padişah bensem,sana tahta geçmeni emrediyorum' demişti babası II.Murat'a.Bu sözlerin ardından tahda değil orduların başına geçmeyi uygun gören II.Murat her zaman olduğu ve olacağı gibi haçlı ordularını bozguna uğratmıştı.Varna Savaşı'ydı evet...
...Hani şu Nazım'ın sürgün edildiği yerde olmuştu.Yurtseverliği,onun yurtsever olmadığını iddia eden insanlara bile onun şiirlerini okutan Nazım'ın...
...Şehrin en büyük kilisesi olan Varna Katedral denilen yapının yanındaki yol üzerinde bulunan bi fotoğrafçıda bi boy fotoğrafı bulunur.İlk gördüğümde bende çok şaşırmıştım.Heralde bizim halk otobüslerinde bile elimizde kitabını taşımaktan çekindiğimiz adamın şiirleriyle hayaller kuran,belki onu bizden daha iyi anlayan bi fotoğrafçının mağrifetiydi bu.

Birazda şehrin ruhundan bahsedeyim...
Şehir merkezine 5 dk uzalıkta bulunan ve yüzülebilir durumda bi denizi vardır.Pis kokmaz Körfez gibi.İstediğiniz zaman ayakkabılarınızı çıkarıp serin sularında yürüyebileceğiniz kıvamdadır.Ama asla kafanız attığında gidip iki tek attığımız Marinanın yerini tutmaz...
...Varna'nın sokaklarında gezerken bir çok (-1)çıtır (-2)kız görebilirsiniz.Ama bunların hiçbiri İzmit Fethiye Cadde'sinde dolaşırken yapı kredinin önündeki simitçiden karın gurultularıyla aldığınız (-1)çıtır bir simitin yerini tutmaz.Birlikte bi ömür geçirmeye and içtiğiniz (-2)kızın yerini asla tutmaz...
...Adım başı tıklım tıklım dolu kafeleri vardır.İzmitte 10 Tl den aşağıya içemeyeceğiniz kokteyllerin en alasını 3-4 levaya(3-4 liraya tekabül eder)içebilirsiniz.Ama tüm bu güzel kokulu içecekler Acısuda üzerinde sizden bi önce içen şahsın parmak izlerini taşıyan bardaktan içtiğiniz sıcacık çayın yerini tutmaz...
...İnsanına göre,bakış açısına göre değişir ama benden taraf sahte insanların,sahte sıcaklığın,sahte samimiyetin şehridir,sahte bi şehirdir Varna...
...İşte o fotoğrafçının ve o savaşın olduğu yerden,ilk yazımla,ilk heyecanımla bunları paylaşmak istedim...

maç sonrası karnavalı


''11 yıl sonra Galatasaray'ın sahasında 5 gol yemesi'' aceto balsamico' da yazan bu daha ne olsun bilmem.

*teknik analiz falan yapılacak maç değil bu what is done is done. bize futbolcularımızı yürekten kutlamak düşer. yenildiğimizde nasıl ağzımız köpürüyorsa bugünde savaş baltalarımızı gömme günüdür.

*bu günle ilgili söylecenecek tek şey taner gülleri. 3. golden sonraki gözyaşları unutulmaz kendisişimdiden bir kocaelispor efsanesidir. 30 yaşından sonra keşfedilmesinin yada 30 yaşından sonra kendisini bulmasının garipliği de tartışılmaz.taner ligimizde fizikli, süratli ve sağ ayağını en iyi kullanan forvetlerden birisi. işi abartıp ispanya'ya karşı oynasa diycem ama o biraz imkansız. ama bu adamın gazozuna bir maçta da olsa milli olmasını çok isterim. umarım fatih hoca da bunu akıl eder.

*maç öncesi 5'e 2 ve murat hacıoğluna sallamıştım. olay geldi 5-2 de patladı bu da maç sonu notu olsun. bide ross, mazowa ,levent kartop, sadıgov, akeem ve ergün teber gerekli ve doğru transferler olduklarını gösterdiler. keşke sezon başı bu kadroyla başlasaydık. ve tabii ki erhan altınla. 2 yıldan sonra bu takıma ayağa pas yapmayı öğrettiği için kendisine teşekkür ediyorum.

Sunday, February 22

maç öncesi notları


blog kalabalıklaştıkça yazmak daha keyifli oluyor. ama bulgaristandan hala yazı alamadık. basih bombalarını 4 gözle bekliyoruz.

maç öncesi notlarında söyleyecek birkaç ilginç detay var.

*maçın hakemi deniz çoban. trabzon-kocaeli maçınında hakemiydi. birinci golde bi olaylar olmuştu ama hatırlayamadım şimdi, ee balık hafızalı milletiz sonuçta. neyse insanlık halidir diyip geçelim.

*galatasarayın son puan kayıpları neticesinde bizim samiyenden puan çıkarma ihtimalimiz çok zayıf. kayseri maçında ''bizim başkana göre'' hakemin iddaa oynaması sonucu kaybetmiştik bu maçta hakem iddaa oynar mı bilmem ama iddaa oynamak maç kazandırıyosa bizim başkanın bol bol kocaeliye oynamasını tavsiye edebilirim.

*Antrenman el topu ile başladı, 15 dakika oynanan bu oyundan sonra futbolcular 5'e 2 oynadılar ve daha sonra...(resmi site)... ya ben bu 5 e 2 'yi anlamadım gitti. türk futbol tarihinin en çok kullanılan idmanı. ben c gençte oynarken 5'e 2 vardı hala 5 e 2 var. ne 5e 2'ymiş arkadaş. hayır 62den tavşan yapılır ama ben dünyada 5' e 2 den fayda sağlayan bir topçu görmedim. hayır birşey değil 5'e 2de bile 3 pas yapamıyoruz ki.

*neyse durum bu kadarda karanlık değil. benim puan beklentim var olmazsada olmaz körfezimden önemli değil. maçtan sonra görüşmek üzere.

bu maç levent kartop yerine m.hacımurat oynarsa maç sonu notlarında bu duruma 5'e 2 kadar yer ayırırım. daha ağır muamele yaparım.

Saturday, February 21

postmodern post...


Günto's blogu okuduktan sonra güntekin onay'dan daha sık yazdığıma sevindim:)Çok tartışılan bir konudur ; insan neden blog yazar? Aslında blog yazmak sözlüğe yazmaktan çok farklı.Sözlükte senin gibi yazan binlerce insanın olduğunu bilmek ve hemen hemen aynı şeyleri yazdığınızı görmek insanın hevesini kırıyor.fakat blog yazdığında insan kendini ortamın mutlak hakimi hissettiğinden sanki daha bi tatmin edici oluyor.insan kendisini köşe yazarı falan zannedip 5 dakikalığına bile olsa ego tatmini yaşıyor...gözüm , kan revan içinde kalmış insanların resimleriyle hazırlanmış ''filistin'e sahip çık'' afişinin altındaki ''piiz party friday night ölümüne eğlence'' temalı maas club afişine takıldığında aklımdan geçenler bunlardı.garip diye düşünüyor insan içinden...otobus yolculuklarında en az bozo kadar kocaeli'ye şampiyonluk kazandırmış,finallerde gol atmış olsamda süreklide hayal kuramıyo insan.zaten kendisine boş koltuğa oturabileceğini söylemek için koluna dokunduğum kızın kendisine oracıkta tecevüz falan edeceğimi düşünüp tırsalaması hayal kurma isteğimide alıp götürmüştü(bknz. sürekli sinir krizi halinde yaşayan türk kızı).merhumun ruhu'na hoşgeldin diyip sizin oralarda da böyle mi diye sormak isterim.

Bu kadar futbol otoritesine rağmen futbol blogu yazmak bazen saçma geliyo ama pink floyd varken amatör müzik yapmak gibi bişey buda.okunmayacağını bilerek yazmak , 100.000 kişiye konser veremeyeceğini bilerek müzik yapmak...halısahada neden maç yaparız ki zaten...halısaha demişken , pazar gecesi 10-11 mabede tam kadro olarak geri dönüyoruz.Körfezin maçıda 7-8. 2 dev maç ile pazar gecesi futbol şölenine dönüşecek.bugün içinde kendimizi bir müddet mehmet demirkol zannettikten sonra kocaelispor'a süperligde başarılar dileyerek sizlere veda ediyoruz sayın seyirciler, görüşmek üzere.

Bu Haftaki İddaa Tahminlerim :)

21.02.Cumartesi

145 Büyükşehir Bld.Spor-Ankaragücü - 02ç-1,52
314 Mantova-Triestina - 0 - 2,70
342 Roma-Siena - 1 - 1.50
346 Heerenveen-Willem 1- 1.35
356 Toulouse-Valenciennes 1- 1.7
0355 Nantes-Caen - Alt- 1.40
431 Sevilla-Atl. Madrid - Üst -1.75

22.02.Pazar
444 Sakaryaspor-Giresunspor -1 -2.10
453 Kasımpaşa-Güngoren Bld.Spor -1 - 1.35
535 Fulham-West Bromwich -1 - 1.85
543 Catania-Reggina - 1 - 1.80
621 Huelva-Almeria - 1 - 2.00
623 Osasuna-Numancia - 1 - 1.70
624 Valladolid-Malaga - Üst - 1.80

bunlardan karma yaparak yolunzu bulabilrsniz ;)

flaş flaş flaş( светкавица светкавица светкавица)


yeni transferimiz bulgaristandan. oranın havasını, suyunu, futbolunu, gece hayatını bize aktaracak ve ağzımızı sulandırcak hikayeleri olduğuna emin olduğum yeni yazara bir hoşgeldin beş gittin benden olsun.

olm başlık doğru mu lan:D

Wednesday, February 18

rüya


posta kocaelispor'un altyapısında oynarken diye girsem ironik olur ama yalan olmaz. nitekim oynadım. yeteneksizler sınıfında olduğumuz düşünüldüğünden fazla tahammül edilmeden biletimiz kesildi. halbuki bu takımın yıllardır aradığı kan bendim...


otobüslerde hayal kurmaya bayılırım. şu bildiğiniz yeşil otobüslerde çarşı dünyabankası arasında gidip gelirken bindiklerimizden. kimi zaman dinlediğim müziğin etkisinde schakal'la kurmayı hayal ettiğim grubun klibini çekerim kafamda kimi zamanda kocaelispor'un yıldız futbolcusu olurum. ilki ayrı bir post konusu biz hayallere gelelim. kocaelispor maçlarına yıllardır gitme sebebim sahada olabilmektir. hep içimden geçiririm ben olsam ben olsam ben olsam... her insanının yapacağı gibi golü attığım anı hayal etmeye çalışırım. ben atmışım ve takım öne geçmiş hatta son dakikalar hatta küme düşmeme mücadelesi bu hayalin derinliğine göre devam eder. tribüne koşacağım kesin ama ne şekilde beni tanıyan bilir ben o tribüne 80 lerin rock yıldızlarının seyircilerinin üstüne altadığı gibi dalarım. yada olduğum yere yıkılır kalırım büyük ihtimalle hıçkıra hıçkıra ağlarım yeni ve şiddetli bir orgazmın pençesindeki bir kadın gibi... ben bu takımı işte böyle sevdim bunun eksiği fazlası yalanı yok. sanırım tamda bu yüzden iyi futbolcu olamazdım.


schakal'ın mektubuna söyleyeceklerim elbet var. ona bir önceki postta soyut bir şeye nasıl diye soru sorma dedim gitti hayat bir döngü neden,içinden ''nasıl'' çıkarız dedi. eh be koçiz ben sana ne desem ki şimdi.

Tuesday, February 17

Bozo'ya mektup...


Madem düzenli olarak yazamıyorum bari okay karacan tarzı salı günleri yazayım dedim.hem madem acetoyu taklit ediyoruz tam olsun dimi.hoş ben okay karacan gibi trt yıllarımda bir maç anlatımı için prag'da olduğumuz sırada.. tarzında girişler yapamam ama kendi çapımızda yazalım.sonuçta bozo'da kendini aceto zannediyo ama sorun bakalım bordeux'da kaç restaurant adı biliyo:) size en fazla önereceği mcdonaldsda gençtürkselle menü yiyindir.

posta başlarken aklımda yine hiçbirşey yok( hiç bir şey ayrı mı yazılıyodu bilmiyorum araştırmıycamda)içimden geldiği gibi yazmaya çalışıyorum, zaten binlerce okurumuzun desteği olmasa hiç bu işe bulaşmazdım.en son yazdığımda hayatın monotonluğundan, herkesin aynı şeyleri yaşadığından , aynı dizileri izlediğinden ,aynı şeyleri yiyip çok farklı bişi yapmış gibi bahsetmelerinden , adeta bir algoritmayı sırayla yaşadıklarından falan bahsetmiştim.trainspotting'i izledim fikrim değişti.(sanki bi tek sen izledin trainspotting'i öküz 15 senelik flim o hıyara bak yaaa ) dediğinizi duyar gibiyim.ama ben yeni izledim napiyim.şimdi de bu filmi sadece ben izlemişim ve çok değişik bişeymiş gibi size anlatıcam.aslında fikrimi değiştiren olay trainspotting filminin de teması olan işte insanlar hep aynı şeyleri yapıyo farklı olun kafanıza göre takılın diyip bunu ciddiye alan gençlerin olayı nasıl götlerinden anladıklarıdır.ha bu blogu okuyup kaç kişi yaşam hakkındaki fikirlerini sorgulayıp yaşam tarzını değiştirmiştir bilmiyoruz(bal gibide biliyoruz 0-yazıyla=sıfır- işte :).maksat muhabbet olsun yazıyoruz yine de.neyse filme dönecek olursak trainspotting'deki gençler olayı farklılaştırmak adına uyuşturucu falan kullanıyolardı çok korktum yani biz de farklı olmaya çalışalım ama uyuşturucu kullanmayalım ,bide emo da olmayalım o daha da kötü sanki.hepsini boşverin aslında ders çalışalım çalışalım çalışalım akademik kariyer filan yapalım.en büyük sosyalliğimiz klavye olsun.ileride çocuklarımıza anı olarak ''ben senin yaşındayken dakikada 1500 kelime yazardım not ortalamamda 3.80 falandı diye anlatırız.netice de demek istediğim ne trainspotting olalım ne de dakikada 1500 kelime yazalım.e ne yapalım be amugagoduumm sesleri kulağımda çınlıyor yine.yine bilmiyorum. ayşe's worl okuyup mor kurabiye yapıp yiyip sevgi pıtırcığına dönüşebiliriz mesela.blog bu : aysesworld.blogspot.com.neyse bugünlük bu kadar saçmalama yeter diyoruz , elalemin bloguna da bok attıktan sonra postu sonlandırmanın zamanı geldi.okay karacan gibi başladım onun gibi bitireyim bari; haftaya kocaelispor altyapısını mercek altına alan 4 satırlık bir postla buluşacağız inşallah.sevgiyle kalın...

tespite giriş 101


uzaktan insanları izlemek güzel. düşündüklerini tahmin etmeye çalışmak yada gördükleri şeyler karşında düşüneceklerini 2-3 salise önceden tahmin etmek...insana kendini zeki hissettiriyor. gregory house -ki kendisi deha seviyesinde ki bir obsesiftir- insanlar hakkında teorileri olan insanlardan korkarım der... tam olarak kendisi de öyle olduğundan. bende, kişi herkesi kendisi gibi bilir derim. o kişi fena halde yanılır. ayrı ayrı ve her seferinde.

nasıl nasıl nasıl sorularından kurtulmak isteyen insanlar çare bende. ''nasıl''ın cevabı yoktur. birbaşkası size cevabı versede inanmazsınız. eğer bir gün bir yerde bir şekilde (someday, somewhere, somehow) soyut bir kavramı nasıl diye sorguladıysanız bunun tek çıkışı o anı unutmaktır. bir daha hatırlayana kadar.

bu arada yok o benim beynim değil.:D

Sunday, February 15

maç sonrası notları


*kocaelispor sezon başından beri oynadığı en iyi 60 dakikaya rağmen kaybetti. sezona böyle başlasaydı takım kesinlikle küme düşmezdi.

*kocaelisporun tozlukları ve formaları mükemmeldi. forma celticten araktı araktı fakat tozluklarır hastası oldum en kısa zamanda bir çift edinicem. edit: edindim

*60. dakikadan sonra kocaelispor oyundan zihinsel olarak düştü. penaltı çalınmayabilirdi ama benim kızıdığım hakemin tutumu. kayserinin gol atamayacağını farketti ve penaltı kovalamaya başladı. yakaladığı ilk pozisyonda da çaldı. aslında düşündüklerimin 10 da 1 ini yazıyodum. hakem hakkında bol sinkaflı düşüncelerim var. bir pozisyonda faulü kocaelipora çalarken kocaeli tarafını göstermesi niyetini açıkça gösterdi.

*kayseriden olmaz. hakemin ince ince maçı işlemesi olmasa bu maç böyle bitmezdi.

*mehmet topuz seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım. golden sonraki hareketlerin en ince tabirle çirkeflik.

* taner >= henry

*ah be agbetu bide pas vermeyi öğrensen
*13 numara mazowa adamsın. büyüksün...
*son dakikada kaybettiğimiz kimbilir kaç puan oldu.


son ve kişisel hatun yarın yolcu...gitmese iyiydi be

Friday, February 13

maç öncesi notları


kayseri kocaeli maçı öncesinde ufak gözlemler paylaşmak izledim. yazdıkça akılda kalsın diye.

*kocaeli'de bu sene geçen seneki desteğin heyecanın onda biri yok. forumlarda maçı konuşan kimse yok. futbolcular içinde durum faklı değil sanırım. yeni ''yıldızımız'' fatih akyel gitmiş hala gs, fb hakkında konuşuyor.

*yıllar önce maçlara gitmeye başladığım yıllarda ismetpaşa'ya gelen takım 4 golden az yerse dua eder giderdi şimdi biz dua edenlerden olduk.

* 7-0 kaybettiğimiz beşiktaş maçından eve döndüğümde televizyonda mustafa denizli vardı. 1-0 yenilmekle 7-0 yenilmek arasında fark yok ben 1-0 ı çıkartmak için açık futbol oynattım sonuç bu oldu demişti. o zamanda takdir etmiştim şimdi de çok takdir ediyorum. geçen hafta sivasa öncesinde gençlerbirliğine karşı 1-0 mağlubiyete bile yatmaya çalışan takım değildi benim kocaelisporum.

*sünnet düğünümde tribünümüzün önemli ağabeylerinden birisi bana büyük takımları avrupa'da desteklemediğini onların oradan gelen parayla bizi ezdiğini anlatmıştı. o bunları anlatırken şimdi benim olduğum yaşlardaydı. bende tam onun gibi düşünüyorum şimdi...

*geçen sene ki hava geçen sene ki hava diye bağıran klavye otoritelerine önerim geçen seneki maçlardan bir tanesini alıp izlemesi. bu takım hangi maçta 5 tane üst üste pas yapmış bana bi anlatması. tek taktiği tanere top şişirip seken topu tanere atıp gol yapmasını beklemek olan kocaelispor'un havası bu senede varda bank asyada değiliz.

*4 büyüklere 4 çeken taner'in bu maçlardaki şansı adam markajı yememiş olması. yedikleri golü çıkarma olasılığı yüksek olan takımlar tanere adam markajı uygulamadı. o da boş bulduğu pozisyonlarda golü yazdı. fakat anadolu takımları doğal olarak kocaelispordan yiyecekleri bir golü çıkarmak çok zor olacağından işi baştan sıkı tutup tek hücum silahı olan taneri kilitliyorlar. böylece 2. 3. adamlar yardıma gelmedikçe takım ciddi gol sıkıntısı yaşıyor. size herkesin bildiği küçük bir sır vereyim mi? kayseri sıkı markajla oynuyor.

*bir önceki notla alakalı olarak ahmet dursun niye gitti sorsam yok yok sormiyim cevabı duymak beni daha da kahredecek.


inşallah maç sonrası notları daha olmulu olur.

Monday, February 9

onlardan bunlardan üç bölü dört tane


kocaelispor tat vermedikçe yazıların arası açılmaya başladı. schakal'dan çakma aceto ünvanını aldım alalı üslup benzemesin diye iki cümleyi bir araya getiremez oldum zaten. gerçi blog dünyasında uzun post pek tutulan bir olgu değil fakat bizimde herhangi bir yerinden tutulduğumuz söylenemez.

sivas maçını izlemedim e malum her zaman özlem futboldan ağır basmakta. fakat yorumları okudukça izlemiş kadar oldum. herkesin ağzına doladığı taner... top ezdi, dağa taşa vurdu pas vermedi gibi gibi gibi..e tabii bizim memlekette herkes futbolcu herkes antrenör. her adamın formsuz olduğu maç olmasını bir türlü kabullenemedik. 2 hafta gol atamayan golcü tü kaka ama yatarak oynayan zamane ''10'' numaraları yıldız. ya bırakın allansen.

sivasa bu ligdeki her takım kaybedebilir. göze hoş gelmeyen fakat kazanan bir ekol oluşturdular. ki genelde kazanan ekoller göze hoş gelmez dünya futbolunda (bkz:italya, almanya,yunanistan, fenerbahçe vs. vs.) fakat burda kocaelispor olarak dikkat etmemiz gereken kamanan transferi. blog ''yazmayanlarından'' feratın demesine göre 207 bin $ toplam maliyeti. kocaelispor'un oynatmadığı serdar kulbilgeye verdiği yıllık maaş 1 milyon $. düz adam 4 kamanan eder diyor siz ne dersiniz bilmem. ama ben 4 tane kamanan gibi adamla en azından konya,hacettepe,denizli, ankaragücü vb takımları rahatça altına alırsın diyorum...serhat ve kemale verdiğin paraylada 3/4 (üçbölüdört) tane tabata getirsen gaziantep, ankaraspor en olmadı bursa kadar takım olursun...tabi başında güvenç kurtar,yılmaz vural, ümit kayıhan, mesut bakkal v.b. olmazsa.

edit:bütün yazım kurallarını üst üste koyup katlamışım elimden geldiğince düzelttim neyse zaten mevzu ana fikri anlamak. okumadan yayınlarsan böyle olur diyip kendime ayarı veriyim dedim

Saturday, February 7

günto's blog


blog dünyasına bir kapıdan da güntekin onay girmiş. ahada link bu. ünlü olma yolunda rakiplerimiz çoğaldı ama olsun severiz güntekin abimizi. zaten kıskansam blogdan kıskanmam bütün blogger onun olsun ama burcu abla ah o burcu abla... neyse o da bizim gibi az yazan gillerden sanırım. tabi bizimkisi yaratıcılık eksikliğinden orası ayrı neyse uzatmayalım hem,

''bitir demediniz mi lan''

Monday, February 2

yangında ilk kaçacak!!


son transfer bombamız fatih akyel...bir önceki postta gençlerden falan bahsediyodum başkan bu hareketiyle tam anlamıyla devre arasında yaptığı 2-3 olumlu şeyide skip attı.. yahu şu takımın neresinden tutsakta ayağa kaldırsak diye bakıyoruz ama yönetim aşağı çektikçe çekiyor. sefa sirmen döneminden sonra bizi daha iyiye taşıyan bir yönetim gelmedi ne yazık ki herbiri kocaelispordan çaldıkça çaldı...sadece maddi anlamda değil hatta fazlasıyla manevi anlamda...fatih akyel transferi hem maddi hem mani anlamda çalmaktır bu takımdan...


eğer gün gelirde fatih akyel, uğur daşdemiri ilk 11'den keserse ve buna da taraftardan hiçbir tepki gelmezse benim için serhan gürkan'da kostad'da kapanır gider biter.
serhan gürkan'da kendi çıkarlarının peşinde sürünür gider umarım.

fatih akyele verilen paranın 1 kuruşu cebimden çıktıysa haram zıkkım olsun çünkü yarım kuruşunun yönetimden birilerine gittiğine adım gibi eminim..

he bide taktik falan yazmadımda geçen 2 maçta 3-5-1-1 oynayan takımın neresinde oynayacak onuda futbolun efendileri cevaplar artık.