Sunday, June 28

çamur-yara


alttaki post gözden uzaklaşsın istemem ama bu şarkı belirtilmeden geçilmez.

bak burda ne var
bir derin yara
bir bakış baktın yüreğim döndü de kora
hangi aydaydık
günlerden neydi
bir gülüş güldün tüm güller boynunu eğdi
bir acayip haldeyim
dinle bunları
bize demişler serseri severim onları
ne güzel olmuş gök mavi
yeryüzü sarı
sen iste gelsin
gönlümün ilkbaharı


www.fizy.com--gir ismini yaz dinle.

gelen kongre

kongre sürecinden bahsetmeyen körfezli blog mu olur dedim yazmaya koyuldum. serhan gürkan bey kesinlikle aday olmayacağım derken insanların gözlerinin içine bakarak yalan söylüyordu. -ki böyle insanlardan sürekli kaçınmak gerekir- ama çubuklu köyü kocaelispor'un çubuklu formasını serhan gürkan'ın kirli elleriyle kirletti.

iki adaydan birisi her zaman seçimi kazanır, gerek siyasi görüşümüz gerek hayat görüşümüz hiçbir zaman kazanan tarafta olmayacak biz bunun bilincindeyiz de en azından adil bir biçimde kaybetmek isterdik bu seçimleri.

ben bu seçimde hiç taraf olamadım ne serhan gürkan ne muammer çelik nede osman yaman kocaelispor'a eski günlerini yaşatacak vizyona sahip adamlar değiller ama sg hiç adam değil. asıl sorunda bu noktada başlıyor.

bu takımı 1.lige çıkarırken alkışladık büyük başkan tekrar seçilsin dedik yalan yok ama süper ligi kıvıramadı. oyuncularla arasını bozdu ve takımın kimyasıyla oynadı. eldeki kadroyu koruyabileceğini iddaa eden yönetim tabii ki tercih sebebiydi olmadı.

hepsinden önemlisi kongre üyelikleri...serhan gürkan'ın köylüleri kocaelisporumun renklerini bilmeyen futbol cahili 2 aylık mini mini kongre üyelerimiz var ve oy kullanabiliyorlar. bir seçim geride kaldı eyvallah ama bu tüzük bu üyelik sistemi bizim geleceğimize ambargo koyar inşallah birileri bunun farkındadır.

not:post'a uygun fotograf bulamadım.

Thursday, June 25

kongre

gel kongre gel...

e bizde önümüzü görelim

Tuesday, June 16

etme


duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
başka bir yâr, başka bir dosta meylediyorsun, etme.

ey ay! felek harab olmuş, ziyan olmuş senin için
bizi öyle harab, öyle ziyan ediyorsun, etme.

ey makamı var ile yokun üstünde olan,
sen varlık sahasını terk ediyorsun, etme.

sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
sen ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.

şekerliğinin içinde zehir olsa dokunmaz bize
sen zehr-i şeker, şekeri zehrediyorsun, etme.

harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı,
ey hırsızlığa da değen, hırsızlık ediyorsun, etme.

aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.

isyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil,
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.

mevlana.

Wednesday, June 10

taner abi


bu blogu açtığımızdan beni en atmak istemediğim post'u atıyorum. hatta bu öyle bi post ki bunu atmamak için blogu kapatsam yeridir.

kral gitti...
ben onunla ilk defa bankasyadan düşmekten son maçlarda kurtuluğumuzda tanıştım. malatyaspora 2 müthiş gol atmıştı. aklımda kalmamış tabi bir sonraki sezona kadar. bankasyada şampiyon olurken bizi 21 kere gol diye ayağa kaldırdın taner ama biz seni bunun için sevmedik...

ben seni tribüne çağırırken elini mütevazıca kalbine vurduğundan sevdim.
taner gol gol gol dedikçe yüzümüzü kara çıkartmadığından sevdim.
iki yumruğunu havaya kaldırarak sıçradığın komik gol sevincinden sevdim.
SAĞ AYAK İÇİNİN MÜBAREKLİĞİNDEN SEVDİM.
galatasaraya 4 gol atman umrumda değildi ama konyaspora 80'de attırdığın golden dolayı sevdim.
altaya attığın golden dolayı sevdim.
sadece gollerden dolayı değil saha içinde yürüyüşünden, sol açıkta aldığın topu kalenin içine kadar sokuşundan sevdim.

sevdim seni abi. ve hatta taner gülleri çok sevdik seni...

sözlükte yazdım iki forumda da yazdım. sevgi karın doyurmuyor kaptan. ben seni öyle bi sevdim ki sana kızamam bile yolun açık olsun. hayatımda bi kere daha o cenabet stada gelirsem seni izlemek için olur.

yolun açık olsun abi...

Sunday, June 7

sağ baştan say 1-36


yazmaya yazmaya paslandık sanmayasınız. insanda umut olacak ki yazmaya heves olsun. bütün sezonu bir gözden yazalım dedik başlayalım yazmaya.

kimler yoktu ki takımda jestroviçler serhat akınlar bülent bölükbaşılar serdar kulbilgeler sırplar ve diğerleri...gençlerbirliği deplasmanı 1-1 bitince canlı izleyemediğimizden eksikleri göremedik. bu takım düşer diye bir korku hiç içimizde yoktu. çok sert bir fikstür çıkmıştı yalnız, türkiye liginde hoca kovacak fikstürdü. çünkü bu fikstürle ilk 7 haftada 7 puan bile almak yeni lige yükselmiş bir takım için hayaldi. galatasaray,bursa ve fenerbahçeyle içerde, gençlerbirliği kayseri ve eskişehirle deplasmanda oynadık. ve hoca gitti... engin ipekoğlu çok yetersiz bir hoca olmasına rağmen yerine gelmesi gereken ismin yılmaz vural olmadığını çok değil 2 haftada anladık. kocaelispordaki hepi topu 7-8 maçlık kariyerinin maçını tribünde geçirdi paraları cukkaladı ve gitti...

ikinci yarı temiz yüzlü bi hoca geldi takımın başına. biz yönetim parasızlıktan saçmaladı dedik ama mazowa'lar akeem'ler de geldi tabi hasan uğurda. umutlar bitmişken takım kımıldandı. belki dedik ama kritik bütün maçları kaybettik. ankaragücü, konya,içeride kayseri maçı,içeride gençlerbirliği maçı ve beşiktaş maçı... bu maçlardan 2 tanesini alabilseydik ibb son maçta değil ismetpaşadan çıkmak kendi yarısahasından çıkamazdı. ligide temiz yüzlü hocamızın başladığı gibi bitirdik. 17.sırada ve hacettepeyi 4-0 yenerek.

şimdi neler yapılması gerektiği geliyor tabi hemen akla. şu karanlık işlerin döndüğü lige çıkabilmek için. çıkmayalım diyecek kadar aptal değilim nelerin yapılacağı bir diğer postta olsun.