Monday, May 31

military services

blogun yazarlarının yarısı askere gidince sahipsiz kalmış. ben döndümde feratın yolu daha uzun... kocaelispor bi kere daha küme düşmüş varsın düşsün biz her zamanki yerimizdeyiz. seneye daha çok deplasman yaparız o olur. özledik mi çok özledik. ilk maçla beraber ismetpaşada olacağız. yazılara devam tabi; dilimiz döndüğünce...

Saturday, October 3

ismet çiğit'in müthiş yazısı

Tarih, 11 Mayıs 2008 Pazar…
Pırıl pırıl bir gündü... Üstelik çok heyecanlıydık. Büyük tesadüfler olmuş, dualarımız kabul edilmiş, Kocaelispor Bank Asya Liginde son haftaya lider olarak girmişti.
Son maçımızı İzmir’de Altay ile oynayacaktık. Kazanırsak, başka hiçbir maçın sonucuna bakmadan şampiyon olacaktık. 5 yıllık özlem bitecekti. Bu garip, bu unutulmuş, ihmal edilmiş, kendi yerlileri dışlanmış kent, yeniden onurunu kazanacaktı.
Büyükşehir Belediyesi, bir iyilik, güzellik yaptı. O gün, Seka Park’ta Uçurtma Tepesi yakınlarına dev ekran bir televizyon koydu. Binlerce kişi, açık havada büyük bir heyecanla İzmit Atatürk Stadındaki Altay-Kocaeli maçını izledi.
Taner Gülleri golünü attı. Kocaelispor şampiyon oldu. Seka Park’taki büyük coşku, dalga dalga kente yayıldı. İzmit Lisesi’nin önünde, Fethiye Caddesi’nde, İnönü Caddesi’nde bayraklar sallanıyor, gençler, yaşlılar, kadınlar erkekler şampiyonluğu kutluyordu.
Dev ekranda kupa töreni vardı. Serhan Gürkan ile İbrahim Karaosmanoğlu, şampiyonluk kupasını Kaptan Serdar Topraktepe’nin elinden almış, futbolculara bile vermiyorlardı.
Güzel gündü. Anılarda kalan, çok güzel bir gün.
………
Şimdi bugün, Kocaelispor takımı yine İzmir’de. Yine Altay ile oynuyor. Maç bu kez Alsancak Stadında. Büyükşehir Belediyesi’nden bir hizmet bekliyorum.
Bugün, Seka Park’a, Uçurtma Tepesi’ne yine dev ekranlı bir televizyon kursunlar.
Hatta sabah erken kalkıp, hızlı hareket edebilirlerse, öğleden önce televizyon ekranını yerleştirsinler. Halk gelsin, önce AKP’nin Ankara’daki kurultayını izlesin.
Katılmadığım görüşleri, beğenmediğim icraat ve tavırları olmasına rağmen, ben Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye için düzgün bir lider olduğuna inananlardanım. Pek çok konuda cesaretle doğruyu yaptığına inanıyorum. AKP’nin bugünkü kongresi de görkemli olacak, eminim Başbakan çok önemli mesajlar verecektir.
Seka Park’ta oturup, seyredelim. Güzel sözlerinde Başbakan’ı alkışlayalım.
………
Ama asıl olay, akşama. Saat 19.00’da Altay-Kocaeli maçı başlayacak. D Smart canlı yayınlayacak.
11 Mayıs 2008’de Kocaelispor, İzmir’de Altay önüne ligin lideri olarak çıkmıştı. Bu akşam aynı Kocaelispor, aynı ligin sonuncusu olarak Altay önüne çıkacak.
Futbol otoritesi değilim. Ama bir öngörümü paylaşmak istiyorum. Bu akşam Altay, Kocaelispor ile kedi-fare misali oynayacak. Bizim takımın formasını taşıyan 17-18 yaşındaki isimsiz çocuklar çok koşacaklar, çok çalışacaklar, ellerinden geleni yapacaklar. Dilemiyorum, bir mucizenin yaşanmasını, aksinin olmasını çok isterim. Ama futbolun gerçekleri var.
Bu akşam Altay bize 3 atacak, bir sayacaktır. Maçı izlerken ezileceğiz, utanacağız. Bu kent, bu kentin takımı neden bu hale geldi diye kahredeceğiz. Bakın, İddaa diye bir oyun var. Bahis oyunu. Bu akşamki maçta, Altay’ın galibiyetine 1.20 veriyor. Bu çok düşük bir oran. Altay’ın Kocaelispor’a karşı çok favori olduğunu gösteriyor. Aynı İddaa’da Kocaelispor’un galibiyetine verilen olan 7.50. Bu bahis oyununu hazırlayanlar, Kocaelispor’un bu akşam Altay’ı yenmesine mucize gözüyle bakıyor.
11 Mayıs 2008’de, yine bir İzmir’de Altay maçının ardından, şampiyonluk coşkusunu yaşamış, Seka Park’tan, şarkılar, türkülerle şehre yayılmıştık. Bu akşam çok büyük olasılıkla, takımımızın çaresizliğini, güçsüzlüğünü görecek, ağır bir yenilginin acısıyla evlerimize dağılacağız.
……..
Ama olsun… Bunu da birlikte yaşayalım. Birlikte paylaşalım. Seka Park’ta uçurtma tepesine kocaman bir dev ekran kuralım.
En ön tarafa, büyük adamlar için, popolarını hiç acıtmayacak, 90 dakika onları hiç rahatsız etmeyecek, lüks, yumuşak koltukları dizelim. Sayısı da hayli fazla olsun.
Kurultayın sonucu nasıl olsa belli. Kurultaya katılacak ilimizin AKP’li büyükleri, saat 15.00 gibi Ankara’dan yola çıksınlar. 19.00’daki maça yetişirler.
En ön koltukta, orta sırada Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ile, Sanayi ve Ticaret Bakanımız Sayın Nihat Ergün otursunlar.
Yanlarına Vali Bey’i oturtalım. Sonra bu üçlü heyetin iki yanına, sakallı yeni imajıyla Mustafa Koç’u (Tüpraş ve Ford Otosan’ın patronudur), kardeşi Ali Koç’u (O da Tüpraş ve Ford Otosan’ın ikinci patronu ve Fenerbahçe sevdalısıdır) yerleştirelim.
Ön sıra koltuklara konulacak daha çok adam var. Yeniköy’ü parselleyen Hayat Kimya’nın sahibi Kiğılı kardeşleri koyalım. Alikahya’yı bitiren Kibar Holding’in sahibi baba-oğulu çağıralım.
Sabahtan bir mesaj gönderip, Dubai Port’un sahibi Arap Şeyhini davet edelim. Helikopterle Seka Park’a insin. Ya da Cengiz Topel’den, Büyükşehir’in denize inen uçağı ile alalım, Seka Park’a getirelim.
Ford’un Amerikalı patronunu, Pirelli’nin İtalyan patronunu çağıralım. Hynudai’nin Koreli ortağı gelsin. Bunların hepsi, dünyanın dev takımlarına oluk gibi para akıtan sponsor firmaların temsilcileridir.
Mutlaka Güler Sabancı da gelsin. Bu kentteki en büyük fabrikaların sahibidir.
Sonra, ön sıradaki koltukların bir ucuna Sefa Sirmen’i, öbür ucuna Hikmet Erenkaya’yı koyalım (Uzak otursunlar ki, maç izlerken tatsızlık olsun, kavga çıksın istemem).
Serhan Gürkan gelsin, vali ile başkanın ayaklarının dibine, çimenlerin üzerine otursun.
Sanayi Odası Başkanı gelsin. O Yeniköy’de sahili doldurup, üzerine tersaneler kurduran, yan tarafındaki arazide liman yapan Sanayi Odası Başkanı. Hatta limandaki İzmirli ortağı Lusian Arkas’ı da davet etsin.
Ön sıraları, bu muhterem zevat doldursun. Arkaya vatandaş yerleşsin. Yenidoğan, Serdar, M.Alipaşa, Derince, Bekirdere’den taraftarlar. Hodri Meydan liderlerini, siyasetçiler biraz görsün. Hodri Meydan da “En büyük Başkan bizim başkan” diye arkadan bağırsın.
Görelim Kocaelispor markası ne hale gelmiş. Bu büyük kentin, bu zengin kentin takımı ne hallere düşmüş. Düşünelim; bu Kocaeli kenti nasıl bu kadar sahipsiz, bu kadar onursuz bırakılmış.
Dev ekran kurulursa, ben de Seka Park’a gelirim. Ama sakın bana önlerden yer ayırmayın. Rıhtım kenarında, ya da uzun iskelenin en ucunda olurum. Nasıl olsa ekran büyük, görürüm. Yakarım sigaramı, efkardan kurarım bir de çilingir soframı. Tabii, Seka Park’ta bulamazsınız. Biramı yanımda getiririm. Benim yüreğim, beynim Kocaelispor’un bu onursuzluğunu, sahipsizliğini kaldırmıyor. Maçın sonlarına doğru kalkarım yerimden, gelirim dev ekran televizyon ile en ön sıradaki koltukların arasına…
Ağlayarak bağırırım:
“-Eserinizi gördünüz mü? Siz koca adamlar, Kocaeli kentine bu onursuzluğu yakıştırıyorsanız, hepinize yazıklar olsun” diye bağırırım.
Sonra, önlerinde yere tükürür, çekip giderim.
Ama koyun. Bugün mutlaka Seka Park’a dev ekran kurun. Önce AKP ne kadar büyük onu izleyelim. Sonra Kocaelispor ne kadar küçük, bunu görelim.
Kimbilir belki utanan birileri çıkar.

Thursday, September 24

no suprises

çöplük gibi doldurulmuş bir kalp, yavaşça öldüren bir iş, iyileşmeyen yaralar... mutsuz gözüküyorsun, hükümeti devir. bizim dilimizden konuşmuyorlar ve ben sessiz hayatı seçiyorum. karbonmonoksiti sevindirmek için... alarm ve süprizler olmasın... sessiz, sessiz lütfen.

bol bol üç nokta kullanıp kendini önemli hissetmek pek bir moda bizim blogda. ben biliyorum gerisini siz bağlayın der gibi. ama amaç size bağlatmak değil ben ne müthiş biliyorum arkadaş demek.

futbolda yazacak birşey bulamayan bünyenin parmaklarından çıkanlar bunlar. kendime çakarken bile bir artislik çokmüş üstüme. sözlerse thom babanın emaneti. severiz kendisini söylemiş miydik?

çoğul yazarım bağlılık hissederim insanları topluluğu özenle sundu...

Sunday, September 20

2 in 1

we only said good-bye with words
i died a hundred times
"you go back to her
and i go back to....."

i go back to us


vur kadehi ustam, bu gece de sarhoşuz
kalan sağlar bizimdir , acıdan mayhoşuz
iki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze
bundandır böyle dibe vuruşumuz..

hangisi daha etkili bilemedim. hava karardıkça karamsarlık çöküyor insanın üstüne...

Friday, September 18

geri dönüş


start demenin vakti bolu maçıyla gelmişti ya fazla heyecan yapmayalım diye rölantiye aldık. şimdi vites yükseltme zamanı.

genç takım diye küçümsenen kardeşlerimiz iki haftadır hakettikleri puanları hatta hakettiklerinden daha azını alıyorlar. abilerinden 3 kat fazla koşup her topa saldırıp rakibin dengesini bozuyorlar. ne de olsa tribünden çocuklar bunlar... yürekleri yeter.

yalnız küçük bir sorun var. kocaelispor hep sahasında etkili bir takım olmuştur en kötü zamanında bile. deplasmanda başarılı olabilecek hızlı oyuncularla (kaan dobra,lazarov) destekli bir kadro kurunca da kaçınılmaz olarak ligde üst sıralara oynanmıştı. küçük sorun şu bu takım deplasmanda içeridekinden daha rahat futbol oynuyor. çünkü bu staddaki kocaelispor atağa kalkınca oluşan gürültü (yürü oğlum , hadi oğlum tadında) hep rakibi bozarken şimdi buna alışkın olmayan genç kardeşlerimizi bozuyor aklını karşıtırıyor. bu gürültü bizim en iyi yanımız (bkz. geçen seneki konyaspor maçı). gençler bununla oynamayı öğrenmeli ve bunu baskı unsuru olarak kullanabilmeli diye düşünüyorum.

uzun olmasın okunmaz : ) unutmadan bide tribünler dolsun... çocukların gösterdiği emeğe ayıp oluyor. bize hiç mi hiç yakışmıyor.

Thursday, September 3

rakı duası


schakal gönderdi bi köşede dursun yarın birgün hepberaber okuruz diye.

içelim a-bı hayat neşe versin bedene,
allah rahmet eylesin rakıyı icad edene.
artsın eksilmesin taşsın dökülmesin,
allah bizi meyhanesiz memlekete düşürmesin.

amin.


*tekirdağ rakısı tercih sebebidir.

Tuesday, August 25

içimden körfez geçiyor


gelirsen diner sandığım bu yalnızlık,
dinmiyor...

ligin iç sahada açıldığı gerçeğini göz ardı etmeden hacettepe maçının gelmesini bekliyoruz. umutsuzluk kimseye yakışmaz. her zaman ki yerimizde olacağız.

Monday, August 17

17 ağustos


bu gün hakkında müthiş bir yazı yazıcaktım. hem sözlükte hem burada. can dündar belgeseli tadında olacaktı hayalimce. az önce tekrar açtım belgeseli izleyemeyeceğimi bile bile...ilk 5 dakikasından sonra kapattım. evet o belgeselin başıyla aynıydı yaşadıklarımız. daha 30 yaşını görmemiş dayım ve yengem 4 yaşında çocuklarını geride bırakarak aramızdan ayrıldılar. beni büyüten anneannem de onlarla birlikte gitti. duygusal yazıların sembolleşmiş sözlerin anlamı yok. dramatizasyon yapmaktansa gün anı yaşama günüdür. ama nereden geldiğimizi unutmadan ve nereye gideceğimize de dikkat ederek.

http://video.yahoo.com/watch/5514038/14499028

Saturday, July 18

ibrahimovic

ibrahimoviç'in oynadığı futbolu dünya üzerinde oynayabilen başka bir forvet yok. belki taner:)ve şimdi dünyanın en iyi forveti dünyanın en iyi takımında. ileri üçlüsü messi ibra henry(bojan) olan bir takım real madrid'i bu savunma kurgusularıyla kalbura çevirir.

transfer haberinin kaynağı zlatan'ın twitter sayfası...

*not: fotograftaki yazının türkçe karşılığı ispanyolca öğrenme zamanı.

Wednesday, July 15

reşad sadıgov


sadıgovla anlaşılmış. 300bin€ isteyen bir stoper. kim bilir kaça imzaladı. saatli bomba kıvamında ya rakibin elinde patlıyor ya bizim...

sözüm ona bankasya birinci liginde oyunculara en fazla 250 bi TL verilecek diye bir anlaşma yapılmamış mıydı?

o değilde bize bir taner lazım ki... hiç sorma. nerdesin be kaptan.

edit: sadıgovla anlaşılmış dedik resmi siteye uyduk ama sadıgov karabağ takımıyla idmanlara çıkıyormuş kadrolar federasyona bildirilmeden yorum yapmamak lazım sanırım...

altyapı ve kocaelispor

kocaelispor da altyapı denildiği zaman akla tanıdık eş dost akraba gelir. eğer klübün içinde tanıdığın varsa c genç'ten b gence ordan da paf takıma yükselirsin. yoksa ya demirspor'a gidersin yada göbekli halısahacılar kervanına katılırsın.

bu çerçeve doğrultusunda çubukların efendisinin yeni ve müthiş planı gençlere şans vermek. sanki gençler tavada pişiyor... aç altını erken kızarsın mantığıyla çalışan güzel ülkemde daha fazlasını beklemekde zaten hayalperestlikten öte değil.

s.g. 'nın gerçektende (s.) olup (g.)itmesi gerekiyor.

start

yazmaya ara verdik keyifsizlikten de vakit bol olunca yapacak daha iyi birşey yok. hızlıca başlayalım artık. kocaelisporda ne oluyorsa bizim gözümüzden incelemek isterseniz 7inciblog'a bekleriz.

yönetim istifa


ben doğdum doğalı kocaelisporluyum. bu camianın başkanları hep saygın ve saygılı adamlardan oluştu. sözünü yutan olmadı. hirbir yönetim taraftarın önüne geçmeye çalışmadı ve yine hiçbir yönetim taraftarın arasında ikilik çıkartmadı.

sen serhan gürkan, gerek eylemlerinle gerek söylemlerinle gerekse hal ve hareketlerinle herkesin sabrını taşırdın. son yaptığın kongre katakullisi ile bütün kredini bitirdin. seni bu takımda isteyen yok serhan gürkan nasıl anlarsın bilmiyorum o yüzden iki şekliyle söyleyeceğim

lütfen git serhan gürkan
olmadı,
si..tir git.

Tuesday, July 7

yak gel


yak gel bildiğin ne varsa
sat gel gözüm yok para pulda...

gel desen bu adamlar gelmez mi takımın başına 5 kuruş istemeden...sadece ruhları yetmez mi? cihat nedir kimdir? bilen yok..

hodri meydan'da her zamanki yerindeymiş...

yalana bak.

hodri meydan 20 yıldır ne zaman yanlış yönetimlerin arkasında durdu?

Thursday, July 2

162 promil



başımıza bir iş geldi geçen santralde. her zaman herşeyi engelleyemiyoruz. döner kavşakta giderken 162 promil almış denyo gelip size geçirebiliyor.

kanuna göre adam 8'de 8 kusurlu ama bakalım arabanın sahibi büyük babanın kriterleri ne diyecek? yarın sabah belli olur.

Sunday, June 28

çamur-yara


alttaki post gözden uzaklaşsın istemem ama bu şarkı belirtilmeden geçilmez.

bak burda ne var
bir derin yara
bir bakış baktın yüreğim döndü de kora
hangi aydaydık
günlerden neydi
bir gülüş güldün tüm güller boynunu eğdi
bir acayip haldeyim
dinle bunları
bize demişler serseri severim onları
ne güzel olmuş gök mavi
yeryüzü sarı
sen iste gelsin
gönlümün ilkbaharı


www.fizy.com--gir ismini yaz dinle.

gelen kongre

kongre sürecinden bahsetmeyen körfezli blog mu olur dedim yazmaya koyuldum. serhan gürkan bey kesinlikle aday olmayacağım derken insanların gözlerinin içine bakarak yalan söylüyordu. -ki böyle insanlardan sürekli kaçınmak gerekir- ama çubuklu köyü kocaelispor'un çubuklu formasını serhan gürkan'ın kirli elleriyle kirletti.

iki adaydan birisi her zaman seçimi kazanır, gerek siyasi görüşümüz gerek hayat görüşümüz hiçbir zaman kazanan tarafta olmayacak biz bunun bilincindeyiz de en azından adil bir biçimde kaybetmek isterdik bu seçimleri.

ben bu seçimde hiç taraf olamadım ne serhan gürkan ne muammer çelik nede osman yaman kocaelispor'a eski günlerini yaşatacak vizyona sahip adamlar değiller ama sg hiç adam değil. asıl sorunda bu noktada başlıyor.

bu takımı 1.lige çıkarırken alkışladık büyük başkan tekrar seçilsin dedik yalan yok ama süper ligi kıvıramadı. oyuncularla arasını bozdu ve takımın kimyasıyla oynadı. eldeki kadroyu koruyabileceğini iddaa eden yönetim tabii ki tercih sebebiydi olmadı.

hepsinden önemlisi kongre üyelikleri...serhan gürkan'ın köylüleri kocaelisporumun renklerini bilmeyen futbol cahili 2 aylık mini mini kongre üyelerimiz var ve oy kullanabiliyorlar. bir seçim geride kaldı eyvallah ama bu tüzük bu üyelik sistemi bizim geleceğimize ambargo koyar inşallah birileri bunun farkındadır.

not:post'a uygun fotograf bulamadım.

Thursday, June 25

kongre

gel kongre gel...

e bizde önümüzü görelim

Tuesday, June 16

etme


duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
başka bir yâr, başka bir dosta meylediyorsun, etme.

ey ay! felek harab olmuş, ziyan olmuş senin için
bizi öyle harab, öyle ziyan ediyorsun, etme.

ey makamı var ile yokun üstünde olan,
sen varlık sahasını terk ediyorsun, etme.

sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
sen ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.

şekerliğinin içinde zehir olsa dokunmaz bize
sen zehr-i şeker, şekeri zehrediyorsun, etme.

harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı,
ey hırsızlığa da değen, hırsızlık ediyorsun, etme.

aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.

isyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil,
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.

mevlana.

Wednesday, June 10

taner abi


bu blogu açtığımızdan beni en atmak istemediğim post'u atıyorum. hatta bu öyle bi post ki bunu atmamak için blogu kapatsam yeridir.

kral gitti...
ben onunla ilk defa bankasyadan düşmekten son maçlarda kurtuluğumuzda tanıştım. malatyaspora 2 müthiş gol atmıştı. aklımda kalmamış tabi bir sonraki sezona kadar. bankasyada şampiyon olurken bizi 21 kere gol diye ayağa kaldırdın taner ama biz seni bunun için sevmedik...

ben seni tribüne çağırırken elini mütevazıca kalbine vurduğundan sevdim.
taner gol gol gol dedikçe yüzümüzü kara çıkartmadığından sevdim.
iki yumruğunu havaya kaldırarak sıçradığın komik gol sevincinden sevdim.
SAĞ AYAK İÇİNİN MÜBAREKLİĞİNDEN SEVDİM.
galatasaraya 4 gol atman umrumda değildi ama konyaspora 80'de attırdığın golden dolayı sevdim.
altaya attığın golden dolayı sevdim.
sadece gollerden dolayı değil saha içinde yürüyüşünden, sol açıkta aldığın topu kalenin içine kadar sokuşundan sevdim.

sevdim seni abi. ve hatta taner gülleri çok sevdik seni...

sözlükte yazdım iki forumda da yazdım. sevgi karın doyurmuyor kaptan. ben seni öyle bi sevdim ki sana kızamam bile yolun açık olsun. hayatımda bi kere daha o cenabet stada gelirsem seni izlemek için olur.

yolun açık olsun abi...

Sunday, June 7

sağ baştan say 1-36


yazmaya yazmaya paslandık sanmayasınız. insanda umut olacak ki yazmaya heves olsun. bütün sezonu bir gözden yazalım dedik başlayalım yazmaya.

kimler yoktu ki takımda jestroviçler serhat akınlar bülent bölükbaşılar serdar kulbilgeler sırplar ve diğerleri...gençlerbirliği deplasmanı 1-1 bitince canlı izleyemediğimizden eksikleri göremedik. bu takım düşer diye bir korku hiç içimizde yoktu. çok sert bir fikstür çıkmıştı yalnız, türkiye liginde hoca kovacak fikstürdü. çünkü bu fikstürle ilk 7 haftada 7 puan bile almak yeni lige yükselmiş bir takım için hayaldi. galatasaray,bursa ve fenerbahçeyle içerde, gençlerbirliği kayseri ve eskişehirle deplasmanda oynadık. ve hoca gitti... engin ipekoğlu çok yetersiz bir hoca olmasına rağmen yerine gelmesi gereken ismin yılmaz vural olmadığını çok değil 2 haftada anladık. kocaelispordaki hepi topu 7-8 maçlık kariyerinin maçını tribünde geçirdi paraları cukkaladı ve gitti...

ikinci yarı temiz yüzlü bi hoca geldi takımın başına. biz yönetim parasızlıktan saçmaladı dedik ama mazowa'lar akeem'ler de geldi tabi hasan uğurda. umutlar bitmişken takım kımıldandı. belki dedik ama kritik bütün maçları kaybettik. ankaragücü, konya,içeride kayseri maçı,içeride gençlerbirliği maçı ve beşiktaş maçı... bu maçlardan 2 tanesini alabilseydik ibb son maçta değil ismetpaşadan çıkmak kendi yarısahasından çıkamazdı. ligide temiz yüzlü hocamızın başladığı gibi bitirdik. 17.sırada ve hacettepeyi 4-0 yenerek.

şimdi neler yapılması gerektiği geliyor tabi hemen akla. şu karanlık işlerin döndüğü lige çıkabilmek için. çıkmayalım diyecek kadar aptal değilim nelerin yapılacağı bir diğer postta olsun.

Sunday, May 31

ne desem ki?

KOCAELİ'NDE BEŞİKTAŞ'A KUTLAMA ENGELİ
Kocaeli'ndeki Beşiktaş taraftarlarının şampiyonluk kutlamasına Kocaelispor taraftarları izin vermedi.

Son 3 yıldır şampiyon olan takımların İzmit sokaklarında sevinmelerine izin vermeyen Kocaelispor taraftarları bu geleneklerini bu yıl da sürdürdü. Beşiktaş bayrakları ile araçları ile İzmit sokaklarında tur atan Beşiktaş taraftarları saldırıya uğradı.

Kocaelispor taraftarları Beşiktaş bayraklı araçları tekmelerken, araçtan sarkan taraftarları yumrukladı. Kocaelispor'un Hodri Meydan taraftar grubu toplanarak Kocaelispor lehine tezahüratlarda bulundu. Çevik kuvvet ekipleri, taraftarları zaman zaman sokak aralarında kovalarken Beşiktaş taraftarları İzmit'te şampiyonluğu doyasıya kutlayamadı.

trafik kurallarına uyalım uymayanları uyaralım

kaynak:ajansspor

Sunday, May 24

körfezin maçı...


son final dönemi başlıyor. yarın en baba sınav insan kaynakları yönetimi var. bu akşamda körfezimin maçı. sınava cevap yine tribünden...

...
sınav varmış
s..mişim sınavı
körfezin maçı varrrr
lalalala la
laaa laa

Sunday, May 17

kimseyi görmedim ben, senden daha güzel


schakal haklı deplasmanlara gittik. çoğul kullandığıma bakmayın ya 2 yada 3 tane. son haftalara mevzu uzasa hacettepe'ye de gidilirdi geçen seneki altay gibi... bu sezonun hikayesini yazmak için okulun bitmesini bekliyorumda ligtv sitesinde fotografa rastladım yazmadan geçmek olmazdı. küme düşmüş takımın tek ayakta kalan parçasıydı taraftar... bize her yol bağdat...ben geçen sene, bu sene ne kadar maça gittiysem seneye daha fazla gidicem daha fazla bağıracağım. ligler benim umrumda değil sanmıyorum maratondaki gürhunda umrunda olsun...ohh bide piizi çaktık mı..

burası basra değil izmit körfezi...

e onun adına yalan derler


yönetim 5 klüple anlaşmış arsenal, fiorentina, dortmund vsvs bunun yanında 4 tanede genç yabancı getirmiş e 4-5 tane de bizde var. bu bankasyada 3 tane yabancı sınırlaması yok mu ben mi yanlış biliyorum. hadi niyeryadan apaçileri getirdin eyvallah bide arsenalle neyin topçu anlaşmasını yapıyosun hasan uğur'a talipler herhalde...

resimdeki yönetimin hızla yolcu olması lazım.

başlıktaki de duman'ın yalan şarkısının nakaratı son albüm bi dinleyiverin..