Sunday, December 28

pis


lig bitti yıl bitti yazacak çok şey yok 2008'e dair.sözü mor ve ötesine devrediyorum 2000 civarı dönemlerine

hepimiz hepinize dokunduk
korkunç kokular çıktı üstümüzden
elimize yüzümüze bulaştı hepsi
deliler gibi saklandık hem de güçsüz kalıp yaşlandık
hem de tertemiz bulandık pisliğe

ah niye?

sonsuz acılara boğulduk
öldük işte en sonunda
ne yazık boş kalan hiçbir yer yok

elimiz elinize dokundu
gözler silindi yüzlerden
ne yazık ki farkeden hiçbir şey yok

ah niye?

onlara kızmayın
onlar farkında değil

bırak zaman aksın-pis
bana kalırsa dinleyin.

Wednesday, December 24

imposible is nothing


tribün dergide okduğum kadarıyla deplasmana gelen takımlar olsun, gittiğimiz takımlar olsun hepsi bu devrenin en iyi tribününü kocaeli'nin yaptığını söylüyor. hemde ezici bir çoğunluk. öncelikle bu desteği olumlu kullanmayı öğrenmeli kocaelispor. başarılı olduğu yıllarda yaptığı gibi. geri kalanını www.korfez.org daki yazımdan kopyalıyorum. transfere 1 kuruş harcamamalı bu yönetim çünkü 1 tane olumlu transfer yapamadılar...gidecekleri kesin.bu durumda yeni gelecek yönetime daha borçlu bir klüp bırakmamak adına 1 kuruş dahi harcamasınlar transfere...şuanda gidenler gittikten sonra --bülent,musa,sergio bunlar en başta tabii ki devamı var-- altyapı ve yedek takviyesiyle devam etmeliyiz.

he yok biz büyük oynayıp bu sene ligde kalmak için %1 ihtimal varsa onu kovaliycaz diyorlarsa önce yönetim gitmeli yada transferi kayhan çubukluya bırakmalı. sonra kaliteli sağ bek,sol bek, stoper , sol açık , sağ açık transferi yapılmalı.çünkü bu iş 1. ligde musa, ufuk, özgür, volkan ,murat,serdar topraktepe -ki herkes gibi kendisini çok severim- ne yazık ki olmuyor.

her maç serdar kulbilgeye yükleniyoruz fakat önünde oynayan 4 oyuncu musa ufuk özgür volkan olduktan sonra adam ne yapsın . maç 5 oldu diyoruz tamam ama 5 gol yedik tek sorumlu kaleci diyen zihniyet futboldan hiç anlamıyor demektir. evet hatalı olabilir ama kesinlikle tek sorumlu değil.

uzun lafın kısası ya yapacak hiçbirşey yok yada kolları bugünden tezi yok sıvamak lazım. öyle göz açıp kapayınca ol diyince olmuyor hiçbirşey. kaliteli sağ ve sol bek en az 1 stoper ve kaliteli sağ ve sol açık sezon arasında parasız bir klüp tarafından bulunması imkansız oyuncular.bu durumda başlık biraz yalan olacak gibi sezon sonunda...

körfezden notlar


ilk yarının genel değerlendirmesini yapma ve bazı kanılara varma vakti geldi. ibb maçının hemen arkasından bu yorumu yazsaydım, sinirle yazdığım için muhtemelen yanlış değerlendirdiğim bir çok nokta olacaktı. Ligin ilk maçına engin ipekoğlu ile başladık. kötü futbol oynadığımız gençlerbirliği maçından 1 puan alınca herkes sivas maçına hevesli gitti. sivası ayrı bir hevesle bekledik. çünkü onlar yıllar önce bizim yaptığımız ilk yarıyı birinci bitirme hadisesini gerçekleştirmişlerdi. hırsla saldırdık desem yalan olur çünkü sivas bizi içerde ezdi. ilk yarı 5 olacak maçtı serdar kulbilge ilk ve son defa isminin hakkını vererek oynadı. daha sonra birbirini takip eden 5 hafta puan alamadık. bunlar galatasaray fenerbahçe kayseri bursa ve eskişehir maçlarıydı. bu maçlardan 3 tanesinde son dakika golü ile 1 er puanı kaybettik. eskişehir maçında 87. dakikada taner bomboş pozisyondaki golü atsa belki o maçla çıkışa geçen eskişehir değil kocaelispor olabilirdi. bursa maçında romashenkonun akıllara zarar 40 metrelik son dakika frikiğinide herhalde melekler gelse çıkartamazdı.fener maçında ise hakemler -ne yazık ki- ''doğal olarak'' eyyam ile fenere maçı verdiler.

teknik analize gelecek olursak; kocaeli engin ipekoğlu ile 4-1-3-2 oynamaya çalıştı. hemde istanbul takımlarının bile tek forvete döndüğü günümüz futbolunda. aslında hücum gücü yüksek ve savunma yapabilen bir orta 3 lü ile ideal bir taktik olabilir fakat bu bahsettiğimiz 3 lü'ler chelsea kıvamında takımlarda oynuyor. santrafordan bozma serhat akın serdar topraktepe ve hiçbirşeyden olamama kemal arslan ile oynanması mümkün olmayan bir sistem. yılmaz hoca kocaelispora 4-2-3-1 'i oturutmaya çalıştı çift önliberoda kemal ve baston, önlerinde serhat ahmet dursun en uçta ise taner...taner can ciğer kral herşey fakat 30 dk'lık oynuyor. oynadığı 30 dakika taneri izleyen bu adam türkiyenin en iyi 3 santroforundan birisi diyebilir. fakat oyun kocaelisporun sahasında oynanırken veya oyuna konsantre değilken takıma hiçbir katkısı yok. savunma hattı ise açıkçası rezalet. yazarken sinirlenmek istemediğimden daha da uzatmadan defolun diyorum.

post uzadıkça okunabilitesi azaldığından kocaelispor için kendimce to do list'i bir sonraki posta saklıyorum.

Tuesday, December 23

orda durma..



orda durma, eğer beklersen
hiçbir şey olmaz

gerçek uzak koş, koş geç kalma sakın
tokken hiç doymadın sen, susmadın
gerçek uzak koş, koş geç kalma sakın
tokken hiç doymadın sen, dur artık

zaman tükendi artık.

meraba yedinciblog



böyle değerli yazar arkadaslarımla sizlere hizmet vermek bana gurur vericek

geyiğine gerek yok her yazar ilk işe başlıdıgında gazetsindeki köşede bu geyiği yapar :D:D

biz schakal ve bozo ile yıllardır birlikte yazıoduk zaten 1. sınıftan 8. sınıfa kadar :)

neyse uzatmanın anlamı yok bizde artık burda duygu ve düşüncelerimizi yazılı ifade edicez

amacımız genclere örnek olup türkiyede değişmeyen bi cok şeyi değiştirip

avrupa kupalarında başarılı olmak ve krizi atlatmanın yollarını göstermek cok sacma

bi yazı oldu galiba iki orta bi sade hayde bana müsade :)..

Monday, December 22

s-k-f


s k f 'nin dönüşü muhteşem olacak gibi. ilkokul 1. sınıftan beri sürekli yaramazlar listesinin müdavimi olan bu üçlü blogda buluştu. schakal yazmak için biraz daha şöhreti beklerken yeni yazar bu yaramazların en sessiz ve en tehlikelisi olmasıyla ünlü. bakalım bloga yeni bir soluk getirecek mi? gerçi getirmese ne farkeder di mi ama?

bozo hasta yatağından bildirdi.

hg



yeni yazarımız hoşgeldi

Sunday, December 21

21 aralık ve hasta bukalemun


en uzun gece bu geceymiş fiziksel olarak. ben 3 gecedir uyuma sıkıntılarıyla uğraşıyorum ve bilfiil hepsi son senelerde yaşadığım en uzun geceler. bu gece de durum aynı ama bundan sonra gecelerin kısalmaya başlayacağını bildiğimden bu da geçer diyorum.

he bide sözlüğe yazar olmuşum :D

nickimiz comf daha 2 entry ile arzı endam ediyorum şu sıralar ekşide bir hengame var şöyle 1 ay içinde uçacaklar uçar ortam sakinleşir bende sessiz sessiz ortama uyum sağlarım.

gitmez olaydım
















işte en baştan 75. dakikaya kadar hikaye bu son sahne tarafarın stadı terkedişi ve uzakta yamuk yumuk duran otobüsler...peki hangisi insan işkencesiydi...avrupadan anadoluya geçmek için trafikte geçirdiğimiz 3 saat mi? 75. dakikada tribünleri boşalttığımız, 3 haftadır gol atamayan takımdan 5 gol yediğimiz maç mı?

not:izmite 5 saatte geldik.

Saturday, December 20

deplasman


biz izmitte yaşayanlar için istanbul deplasman sayılmaz ama olay atatürk olimpiyat stadında olduğu için sıkıntı çekeceğimize eminim. kostadın açıklamasına göre 150 otobüs emre amade ama izmire gitmek için gelen 2000 kişinin kocaeli'nde kaldığı gerçeği soru işareti yaratmıyor değil. yalnız bu cümleden sadece maça 2000 kişi gidecekti onlarda burda kaldı manası çıkmasın zira en az 12000 kişi vardı kocaelisporumuzun şampiyonluk maçında. en son gittiğim deplasman izmirdi...izmitin marinasıyla, kordonu karşılaştırmak fazlasıyla yersiz o yüzden sadece ''orada gökten nur inmişti'' demek yeterli sanırım. sabah 9.30'dahasta halimizle yola düşeceğiz. olimpiyat stadında devede kulak gibi kalacağımız kesin fakat ben ismetpaşadakinden daha kalabalık olacağımızı düşünüyorum. en azından schakal'ın fi tarihinde yazdığı türk mimarisi yazısında bahsettiği direkler olimpiyat stadında yok.

çok anadolu takımı klişesi gibi olacak ama böyle taraftar gerçekten az...9 puanla son sıradasın ligin en çok gol yiyen takımısın ve son hafta sahanda 5 yemişsin ama taraftar en az 100 otobüs +kişisel imkanlarla peşinden geliyor. bu klişeden biraz fazlası sanırım.

foto izmir Atatürk olimpiyat stadından...

Friday, December 19

yazmak ve insan


arada -ki burda hergünden bahsediyorum- kendi yazdıklarımı okuyorum; objektif olmaya çalışarak. kimsenin hiçbir konuda objektif olamayacağını bildiğimden bu çabama hayret edip okumaya devam ediyorum. ve bu yazılardan öğrendiğim insanlar unutuyor. evet belki yüzyılın buluşu değil benim bulduğum ve hatta binyıl önce bile bulunmuş olabilir ama ben bildiğim bu gerçeği yeni anlamaya başlıyorum. geçen aylarda yazdığım yazıları okurken tamda yazdığım konuya adapte olmuşken lan diyorum kim yazmış acaba bunu. yani öyle şirinlik olsun diye değil gerçekten bir an içinde düşünüyorum sonra geçiyor. bazen vay öküz amma saçmalamış diyorum ama editlemiyorum kendimi cezalandırıyorum aklımca...hemde sadece zevk almak için yazı yazarken...

seçtiğim fotografları google'dan buluyorum telif probleminden korkarak ama en çok onları beğeniyorum çünkü bir fotografta demogoji yapmak mümkün değil. başlarken siyahı savunduğun bir konuşmada karşıdaki tarafından ezilirken beyaza doğru direksiyon kırma işini fotograf üstünde yapmak mümkün değil. fotografsız postları sevmiyorum. kimse bilmiyor ama onlar yazıda anlatmadığım ve bu yüzden yazının eksik olduğunu düşündüğünüz bölümlerini tamamlıyor.

tried to say


hastalığın çoğu kişiyi vurduğu şu günlerde bende payıma düşeni aldım. bugün ağzımda limon tadıyla uyandığımda herşeyin yerli yerinde olduğunu farkettim. fakat sadece 2 rengi algılamaya başlamıştım. en başta iyi oldu bu diye düşündüm çünkü insanların renklere ihtiyacı olmadığına dair saçma bir tezim vardı. şimdi sadece 2 rengi algılayabilirken düşündüm ki insanların nasıl birşeye benzediğini bile bilmediği mevzularda tezler uydurması ve bunun sırtından bilgili gözükme çabaları çok acıklı...pathetic daha uygun gidecek acıklı yerine çünkü acıklı pek karşılamıyor bu meretin anlamını.

insanların söylediklerini dinlemek çok mantıklı değil çünkü herkesin söylediğinin altında birde söylemek istediği var. direk niyetini belli etmek doğal olması gerekirken günümüzde dobralık olarak adlandırılıyor.e durum buyken insanlara bir çiçek dürbününden bakmak gerekiyor. işte o çiçek dürbününden insanlara bakarken herkesi aynı görmeye başladım çünkü sadece iki rengi algılamaya başlamıştım. korktum ve uyudum...akabinde bir rüya gördüm. renkliydi. ne kadarda özlemişim renkleri dedim rüyamda kendimi yukardan izlerken. uyandığımda tekrar herşey eski karışıklığına büründü ve renkler geri geldi.

önce çok sevindim sonra hayat eski sıradanlığında devam etti...

özlem


her gece uyku diye yattığım sensin,

yanarım,yanarım tutuşur yanarım...

Wednesday, December 17

21 biterken


futbol yazmak için açtığımız blogda 4 aydır bilfiil havadan sudan yazarken farkettim ki ben nefretimi buraya dökmeye başlamışım.sevdiğim hiçbirşeyi yazmaz olmuşum sevmediklerime karşı cin küfürüm...öyle böyle derken 20 de bitti 21 olduk 22den gün almaya başladık...ala ala o da bitecek askerde falan ölmezsek -ki bok yoluna gitmek olası-...içime ala ala ne hale düştüm:D

neyse güzel şeyleri yazalım bu postta,kendime doğum günü hediyem olsun

-burn after reading
-arkadaşlarla 1 gece
-sevgiliyle geçen her saniye
-anneyle kardeşin sabah ellerinde mumlarla uyandırması...

daha ne olsun bea

hadi by şimdilik:D

Sunday, December 14

13 Aralık 1980



kanlı darbenin katledilen çocuklarından sadece birisi o...
16-17 yaşlarında...28 yıl önce...belki şimdi 45 yaşlarında 2-3 çocuklu yoksul bir ailenin babası olacaktı....

Saturday, December 13

eskiden çook eskiden


Müzisyen

Bir önceki hayatınızda profesyonel olarak ya şarkı söylüyor yada bir enstrüman çalıyordunuz ama kesinlikle müzikle uğraşıyordunuz. Şu an müzikle uğraşmıyor olsanız bile müzik kulağınız çok iyi olmalı çünkü bir önceki hayatında bu kadar takdir toplayan bir müzisyen olarak şimdiki hayatınıza da bir yansıma olmuştur. Müzikteki yeteneğiniz konusunda hakketiğiniz kadar iyi yerlere gelemediniz ama gerçekten çok mutlu bir hayat sürdünüz. Türlü şanssızlıklar peşinizi bırakmadı fakat siz bunları umursamadınız çünkü müzik, hayatınızda olduğu sürece siz hep mutlu olmasını bildiniz. En büyük üzüntünüz erken yaşta eşinizi kaybetmek oldu fakat o kadar büyük bir aşk yaşadınız ki çocuklarınızla beraber ömrünüzün sonuna kadar eşinizin anısıyla yaşamayı tercih ettiniz.

yaptığım dandik msn testinde çıkan sonuç bu konusu önceki hayatımda ne olduğumdu.ben protein olduğumu tahmin ediyorum ama müzisyen çıktım ilginçmiş harbiden.

o değilde fotoğrafta ortadaki hamit altıntop değil mi ya??

Thursday, December 11

istasyon insanları


istasyon dünyanın her yerinde birilerinin gitmesidir.gelenlerde bir başka istasyonun gidenleridir çünkü.bir gün bir rüya görürsün uyandığında hatırlamak istemeyeceğin türden,sonra unutursun.paran varsa huzur bulurmusun bilmem ama havalar çok soğuk burda aralıksız üşürsün.sıcağa girince az önceki soğuk hemen unutulur.sıcağın tadı çıkartılır halbuki soğuk olmadan sıcağın hiçbir anlamı yoktur.giden olmadan gelenin mutluluğunu tadamazsın...

herşeyin zıttıyla var olduğunu bilmek erdem değildir bir sorumluluktur hemde doğduğu anda insanın sırtına yüklenen en ağır sorumluluk.bu bir doğmadır.herkes bunu doğduğunda bilir fakat işine gelmeyenler unutur.sonra korkunç rüyalar görürler.aşık olur acı çekerler ve sadece aşk acısını kendilerinin çektiğini zannederler.yeryüzünde olan biten herşeyin en kötüsünü hep ''onlar'' yaşar.ben bunlara neden ben insanları derim .sebep sonuç ilişkisinden bihaber insanların şans dedikleri ilahi dokunuşa ihtiyaçları bundandır.hatta işi daha ileriye taşırlar onların istediği olmazsa bu şanssızlıktır.evrenin sebep ve sonuç ilişkisi üzerine kurulduğu gerçeği değişmez.ne büyük ''şanssızlık'' değil mi?

neden bunları yazdım yada ne anlatmaya çalıştım tam olarak emin değilim.anlayan varsa beri gelsin banada anlatsın.

hastasıyım tezatın


koskoca et bayramı geride kalmak üzere...zaten hiç başlamamış gibiydi ve başlamasa daha iyi olurdu...dört bir yanda insan olmaktan bahsedenler hayvanların yapmadığı türde bir katliamı gayet usta bir biçimde! hallettiler.zaten katliamlar konusunda deneyimli olan insan her mevzuda olduğu gibi bu mevzudan da anlının kanıyla! çıktı.

sürekli bahsedilen insan olmak toplumun kendisine koyduğu ahlak kurallarından geçiyor.ayrı ayrı insanların doğruları kimse için birşey ifade etmiyor.hatta kendi iradeleri bile umurlarında değil.varsa yoksa insan olmak,varsa yoksa sınırlar çizmek.yazılı olmayan kanunlara bu kadar körü körüna bağlı olmak ''insan'' olanın aklına yatacak birşey değil.parantez içinde hastasıyım tezatın.

genelde akranlarımdan nefret ettiğimden --%80'i yazılı bir metin okumamış ve bundan gocunmayan bir genç kuşak benim içinde bulunduğum-- uzaklaşırım ''insan'' olanlardan.bilinçli bir varlık olduğum gerçeği üzer beni,utanırım bilinçli olmaktan dahası doğaya karşı kendimi bilinçli gören güruhun içinde olmaktan...

dahası iyilik sağlık...insanlar hayvanları kesip yerken beslenme biçimi fakat afrika'da tamamen hayvan hücrelerinden oluşmuş insan canlısı kesilip yenildiğinde, yiyenler yamyam olarak adlandırılıyor.düz adam seviyesinden bakıldığında -ki en doğrusu budur- insanın herşeyi puzzle'ın çıkıntılarını yeniden şekillendirerek kendi işine gelen hale getirdiğini gayet net görürüz.aynı benim bu yazıda yaptığım gibi.

beslenme biçiminin hastasıyım o ayrı.

Monday, December 8

Joe Jonese Ateşdağlı


bu ismi flying dutchman'i takip eden bilir.ben onların günlüklerini gizli gizli takip eden binlerce röntgenciden birisiyim.bu adam hakkında yazmak istememin sebebi benim ''orada olsaydım anları''mın hepsini ayrı ayrı yazması.benim gibi ingiliz köpeği bir mühendis adayı için; ingiltere'de mühendislik yapan, futbolu seven ama futboldan ziyade taraftarlığı seven,yazı dili mükemmel ve herşeyden önemlisi ingiltere'de mühendislik yapan :D joe jonese ateşdağlı kadar iyi bir rol model olmazdı herhalde.kendisinin herhangi birine rol model olma çabası olmadığına eminim orası ayrı mevzu...neyse insanları anlatmak çok zor benim daha bu kadar yazı yetim yok...uzun lafın kısası okuyun ve okutun efendim.kendisi 10 numara yazılar yazıyor.

ps:aldığım fotograf kendi yazılarından tamamen izin alınmadan koyulmuştur.bir gün haberi olurda yok efendim istemem ben öyle şey derse asla alınmam gücenmem paşa paşa kaldırırım.çünkü kendi de anlattığı gibi burda biraz zor durumda:D

çiçekler böcekler falan

sonsuz sıkıntılardan çıkıp sonlu sevinçlerin peşine düştük.ayrılığın kelime anlamını etüd ettiğimiz zamanların birinde uzak kalmanın ayrılıktan acı verici oluğunu test edip onayladık.
neresinden bakarsanız bakın insanın kendine zulmü aşk.sevinmesi ayrı,üzülmesi ayrı...mutsuz olmamak için sevmeyen biri olmadım asla,mutlulukla mutsuzluğu ayrı ayrı durumlar olarak incelemek gerektiğini düşünürüm.mutluluğun sonunda mutsuzluk-tersi de geçerli-kuramını ortaya atan salak muhtemelen hayatı boyunca sevilmeden mutsuz kalmıştır.denememiştir çünkü sevmeyi...
sevin boolum ne kaybedersiniz ki...

Tuesday, December 2

yol bir yere gitmez...



B says:
dinldm onu
sen npyn
a.q sabah okul var
K says:
valla sorma
B says:
sikcem sıkıldım4
K says:
o kadar bunaldım ki bu ara
hep aynı şeyler ya
hiç bir değişiklik bi aksiyon olmuyo
B says:
ne arıyosun
K says:
hep falan filan peşindeyiz
ya bişi aradığım yok
ama abi hep bişeylerin peşinden mi koşcaz aq
B says:
glba evt
K says:
yani ne biliyim okul bitsin işe giriyim para kazaniyim araba aliyim ev aliyim yazlık aliyim emekli oliyim
bu mudur amına kodumun hayatı
B says:
bnce değil de
öle olmak zorunda oluyo
açıklaması zor ama öle
K says:
ya olay her türlü buna bağlanıyo
herkes bunun farkına bundan rahatsız
ama yapcak bişyede yok
B says:
ebet
olsun körfezsporun var
K says:
bak gerçekten beni sevindiren mutlu eden tek şey kocaelinin gol atması
abartmıyorum
yani yapmacık yapmacık seviniyorumda bazı şeylere
en içten bağıra bağıra sevindiğim sikimsonik bir oyunda topun çizgiyi geçmesi
bu kadar çaresiz haldeyim anliycağın



ee gençler keyifsizliğimiz bundan bu aralar...mezuniyet sendromu falan mı acaba...kesin bunuda daha önce yaşamış onbinlerce insan vardır ve herbiri gibi ben kendimi ilk zannediyorumdur.

Friday, November 21

uykusuzdan bana masallar...


"bir kez daha bu oyunu oynarsak biz seninle
gizlice açarim gözlerimi
ben hilebaz körebe
cesaretim yok görmeye sensiz perişan hallerimi
şu uç günlük yalan dünyada
fikrimiz duşumuz belada
sana dokunamadikça anlamaz hayattan sefil içim
bugün bayram barışalım
yağmurda çırılçıplak dolaşalım
"arınma bayramı" olsun bugün
ben hilebaz korebe
cesaretim yok görmeye sensiz perişan hallerimi
seni bir kere daha yitirmeyi kaldirabilemiyor içim
içinde beyaz yalanlar olsada,bu şarkı senin için
---

Thursday, November 20

keşke.


hicbir şeyim yok akıp giden sokaktan başka
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
c.süreya

Sunday, November 16

i might be wrong

bu geceye dair teoriler,
herşey gelir geçer...
uykudan uyanmak bir çok duruma betimleme olabilir herkesin anladığı kendine hesabı...
herşey gelir geçer...
hava kararınca herşey farklı geliyor...
algıların kapanması mümkün değil ama olsa ne iyi olurmuş zamanla...
korkmak ne basit ne kadarda insana özgü,
radiohead dinlediğimi belirtip alıntılar yapmak istiyorum belki daha çok sevilmek için yada ne biliyim işte onun gibi birşey...
insanın kendini sevdirmek için söylediği yalanlar gibisin...
herşey yerli yerinde olsa ne iyi olurdu...
herkes çılgınlar gibi zıplarken dinlediği şarkının acımasız bir aşk şarkısı olduğunu bilse ne farklı olurdu herşey...şu şarkıda götleriyle kıvıranlara ne kadar şaşırıyorum ve onlar haklı olarak ne kadar umursamıyorlar beni...en az benim onları umursamadığım kadar
Can you see that I am needing
Begging for so much more
Than you could ever give
And I don't want you to adore me
Don't want you to ignore me
When it pleases you
yada;
she burns like the sun
i can't look away

güzellemelerin sonu yok benden başkasınıda ilgilendirmez ya olsun
bu arada üstüste videotape-exit music-where i end you begin dinlemeyin valla artislik yaptığımdan değil insanın kendini bu kadar yıpratmasına gerek yok...yıprandığımdan değilde ne biliyim dinleyin be hatta şimdi birini açtın bile dimi bana inat zaten amacımda buydu hahahah

yinede i might be wrong

Saturday, November 15

kocaeli-denizli

öyle maça başlık yazasım yok çünkü gollerin %80'ini ilk 15 dakikada atan takımın maçına 16.dakikada girebildim.incredible comeback hikayesi yazmayı çok isterdim ama elden gelmiyor.
neresinden bakarsak faydalı maç oldu kocaelispor için...taraftarın güveni,futbolcuların kendine güveni vesaire...
iyi günde yanlışları yazalım ki klişe yorumlardan bir demet olsun.ilk 15 dakikadan sonra taner çapraz koşuları bırakınca takım pozisyona girmekte çok zorlanıyor.taner top alan basan çeken oyuncu ama devamlılık eksiği büyük.konsantrasyonunu kaybedince sahadan siliniyor ve takım 10 kişi kalıyor.şimdi bu adam oynadığı ilk 15 dakikalarda 3 gol 4 asistle oynarken 15.dakikadan sonra golünün veya olumlu bir pasının bulunmaması tesadüf mü?derdim taneri eleştirmek değil o kral bizde kraldan çok kralcı ama sorunun nerede olduğunu bilmek zor değil bu adamın fizik kondisyon problemi var. ayrıca bugün ahmet dursun ön direğe koşarken onunda kale çizgisine hareketlenmesi temel çift forvet oyununun kurallarınıda bilmediğini gösteriyor.söylememe gerek var mı bilmiyorum ama bir forvet çizgiye koşuyorsa ikincisi penaltı noktasıyla kale sahasının arasında çizgiye koşan oyuncuya doğru çapraz koşu yapması gerekir.ayrıca moralinin çok bozuk olduğunuda sahadaki yürüyüşünden anladık kral birşeylere kızgın ama neye çıkar yakında kokusu...
bugün ahmet dursun'un serhat akın'ın ''ne yazık ki'' ölüsünün bu takımda oynayacağını gördük...ki bana kalırsa hiç sevilmeyen bülent bölükbaşı'da musa'dan 10 gömlek üstün oynayacaktır sağ çizgide.son söz bu takım sahasında maç kazanır deplasmanda beraberliği kurtarsa iyi.kocaelisporu bugün beğendim istekli futbol her zaman alkış toplar.son söz maçla ilgili kemal'in galibiyete en çok sevinenlerden olmasıydı oynadığı futbolun hiçbir elle tutulur tarafı yok ama biraz desteğe ihtiyacı olduğu kesin semaviyle ortada iyi bir ikili olacaklar bence...

çevik kuvvet sanada selam olsun huahauhauaha

not:foto koyacağım schakal elinde varsa sen ateşle:D

işime gelmeyince

ortaya karışık zamanlar vardır ya herkesin öyle pis bir durum sınav zamanı...eğitim sisteminin eksikliğinin bir yaması sınavlar ama yamaırken iğne iplik öğrencinin üstüne dikilmiş...sene boyunca hiçbirşey öğrenmek zorunda hissetmeyen öğrencilerin 1 haftalık koşturmacası.''öğrencilerde çalışsın o zaman günü gününe'' düşüncesinde ki yaşlı teyzeler ve bu kıvamdaki insanlara nacizane cevabım siktir...çünkü toplamda 500 sayfayı bulacak sınav hamallığının daha önceden çalışılması fazladan yük taşımaktan başka birşey değil.zira ezberleseniz unutursunuz ezberlemeseniz bi boka yaramaz.

arz ederim hakim bey

-duruşmanın ertelenmesine karar verdim.

Friday, November 14

şimdi istiklal marşı


everyone
everyone around here
everyone is so near
it's on and on
it's on and on
everyone
everyone is so near
everyone has got the fear
it's all alone
it's all alone

turn it off!


eee terete hesabı günlük yayını kapatırken marşı çalalım bayrağı göndere çekelim...

re

Sağa Hizala
uzak kaldık blogdan okuyanda olmayınca pek zamanın farkına varılmıyor..mesela aceto 2 gün yazmasa ulan derim zaman geçmiyo herhalde:D

sınavlar öncesi sonrası falan filan derken haftalar geride kaldı yarın maç var ama maç yazasım yok onu sonrada yazarım şimdi sözü thom yorke alıyor...jim morrison olası varmış.

Destiny, Destiny protect me from the world
Destiny, hold my hand protect me from the world

Here we are, with our running and confusion
And I don't see no confusion anywhere

And if the world does turn, and if London burns
I'll be standing on the beach with my guitar
I want to be in a band, when I get to heaven
Anyone can play guitar
And they won't be a nothing anymore

Grow my hair, Grow my hair I am Jim Morrison
Grow my hair, I wannabe wannabe wannabe Jim Morrison


kimin içinden geçmez ki londrayı yakıp saçları uzatıp jim morrison olmak ahh ahh birde gitar çalabilsem...

şimdi tamda bu havada londra da olabilseydim eğer...

asla eğerle biten cümleler kurmazdım.

why do you care?


if i could be who you wanted...
if i could be who you wanted...
all the time...
all the time...

Wednesday, November 5

uefa tahminleri

332 man city-twente üst 1.50
315 metalika khrakiv:D-herta berlin 1 2.00
316 spartak moskova-udinese üst 1.75
322 lech poznan-nancy 1 1.85


şimdilik bu kadar editlerim sonra

edit geldi dünkü başarısızlıktan sonra bugün daha iyi olacak demek isterim öncelikle

323 feyenord-cska moskova üst 1.50
324 wolfsburg-heerenven üst 1.35
325 benfica-galatasaray alt veya 1 1.80 veya 1.60 hangisi hoşuma giderse
334 santander-schalke 1 2.20
335 slavia prag-aston villa 1 3.00

bu maçlardan bir kupon yapacak olsam

334 santander-schalke 1 2.20
323 feyenord-cska moskova üst 1.50
315 metalika khrakiv:D-herta berlin 1 2.00
332 man city-twente üst 1.50
316 spartak moskova-udinese üst 1.75
324 wolfsburg-heerenven üst 1.35 maçlarını seçerdim

bu arada sistemimle ilgili olarak süpriz sevdiğimi belirteyim o yüzden yüksek oranlı 4 maç yazıp 2 si tutunca böbürlendiğimi görürseniz şaşırmayın deli mi lan bu demeyin efendim çünkü iddaa ile ilgili ilk postta ne kadar beceriksiz olduğumu söylemiştim falan fıstık

iddaa

246 aalbrog villareal üst 1.35
252 BATE-Zenit 1 4.30
253 celtic*man utd 1 4.60 ama 0 ihtimalinide dikkat
254 dinamo kiev- porto 1 1.95

sistem 3 oynarsak çok hoş bir kupon olur gibi

mantık çerçevesinde bakarsak
246-üst 1.35
254 1 1.95
252 üst 1.45
255 üst 1.75
261 1 1.40

gayet kazançlı bir kupon

edit:ahahahahaha daha dandik kuponlar yapılamazdı herhalde özellikle mantk çerçevesinde yazdığım kupona hasta oldum benim mantığımın nası çalıştığını görün ve arkadaşlığınızı gözden geçirin zira ben öyle yapardım...

zira mı zira ne ki

Tuesday, October 28

homecoming

evett yasaklarla boğuştuk desem yalan olur çünkü burdan küfür etmekten başka birşey yapmadım.evet bizim millet olarak genel problemimiz bu herşeyden şikayet edip hiçbirşey yapmamak...ve hatta o kadar abartırız ki işi bundan bile şikayet ederiz ama yine birşey yapmayız.pis bir kısır döngü işte bu.yazmayı özlemişiz bu gerçek ama yazacak değerde görmüyorum şuan hiçbirşeyi malum blogun açılma sebebi kocaelispor son sürat düşüşe geçti...hemde küme.yazdıkça dertlendim yine.azıcık yürek bekliyorum topçulardan ama beklentim boşa çıkacak o kesin.biz maçlara gidicez gitmesine ama tadımız yok en başlardaki...artık olur böyle şeyler haftalarında değiliz.takım düşüren hocalarla çalışmaktan sıkılamadık...bu takımda oynamayacak topçuları sayalım oynamadıkları her hafta bir artı düşeriz kenara...kemal ve musa büyük sizi kınıyorum ve size laflar hazırladım ipneler azcık aldığınız paranın hakkını verin götlük yapmayın lan

küfürlü haftalardayız...amin!

Friday, October 24

öeehh

eeyytera bea vay houmğa koyyim nidalarıyla windows 95ten kalma bir ekrana bu yazıyı yazıyorum çünkü ktunnel üzerinden sadece buraya girebilmekteyim:D:D

devlet benim blogumu kapatmış huahuahuahuahuah lan hiç bir tane akıllı iş yapmiycakmısınız siz?

sadece ben değil tabii toptan bütün blogları kapatmışlar ama ben şahsi algıladım çünkü blog'un türkçesi günlüktür efendim şimdi biri bu sayfalardan suç işliyorsa o kendi bileceği iştir hepsini birden kapatmak acizliktir ama acizlik az kalıyor mallıktır yani ööeee öyle rezil olduk böyle rezil olduk derdinde değilim çünkü kimsenin olmadığı gibi benimde sikimde değil.

birazda mantıklı işler yapsanız hoca o değilde ben bu ttnet aboneliğimi kapattırsam superonline falan alsam yasaklı siteler açılır mı acaba?? bilen varsa beri gelsin

Thursday, October 23

gaf

bozo son halısaha maçından eve halısahanın servisiyle döner.tam inerken arkadan biri haftaya da oynayalım der ve bozo bombayı patlatır haftaya barkın'da oynayalım büyük sahada...tabii ki halısaha sahibi bunu duyar.bozo 4 saniye sonra servis gidince arkadaşlarının uyarısıyla durumu farkeder utanır ama sonra siktireder.

ah ulan bozo nelere kadirsin sen.:D

Sunday, October 19

körfez


körfezim hayat sensin dünyam sensin herşey sensin
gelecekse tüm acılar biz hazırız senden gelsin
bu sevdadan vazgeçersek
ALLAH BELAMIZI VERSİN

Saturday, October 18

kocaelispor-fenerbahçe

yeşil siyahı derinden sevdiğimi beni biraz bilen bilir...bugün elim klavyeye gitmiyor maç kritiği yazacak hakeme sövecek durumda da değilim üzgünüm sadece ama maç öncesi postunda söylediğim kazanma hırsını isteğini ilk yarıda bana gösterdiler bizde böyle bir potansiyel var dediler eyvallah dedim...
maç 2-1 bitse yenilseydik bu kadar yıkılmazdım ama işte süperligde oynuyorsan 90+6da top ayağındayken fenerden kontraataktan gol yemeyeceksin...biraz semih'in hırvatistana attığı gol gibi oldu açıkçası zamanlama açısından.
neyse sözün özü canımız sıkkın bu gece bu dükkan erken kapanır.
tatlı rüyalar

gece geç vakitler

rahat uyku dedik ama gözümüze düşmedi bu gece...notalara hapsettik kendimizi...içimden bi ses bu gece bir hit çıkar diyor ama hadi hayırlısı.hem kime göre neye göre

fener maçı öncesi


maça az zaman kaldı bu gece rahat uyurumda yarını bilmem...inşallah güzel postlar atıcam buraya,mutluluk şarkıları falan yazıcam 2-3 tezahürat...çok şey istemiyorum 1-0 olsun bizim olsun diyecek adam değilim bilen bilir ben sadece istekli ftbol görmek istiyorum.tırmalayan bir takım istiyorum eğer bunu görürsem kazanmak kaybetmek mühim değil...

BEN SADECE OYUNCULARINDA BU MAÇI BENİM KADAR İSTEDİKLERİNİ GÖRMEK İSTİYORUM...ÇÜNKÜ EĞER İSTEMİYORLARSA BU FORMAYI TERLETMEYE HAKLARI YOK.

dediğim gibi mevzu kazanmak kaybetmek değil futbol bu her sonuca açık kazanma hırsını görsem bana yeter.

forma için oynayın be...

aylardan ekim günlerden cumartesi
ismetpaşada çıktı çatışma
stada girdik stad karanlık
stad değil bu sanki mezarlık
azrail ile yaptık pazarlık
BU MAÇ BİTMEDEN ALMA CANIMI...

fotograftaki forma için oynayın:D:D

Friday, October 17

halısaha


halısahada futbol bizim gibi futbolcu olamamış ama babaları futbolcu olmasını istediği için futbol hastası olan adamlar için birebir.bende isterdim çim sahalarda boş alan buldum mu depara kalkmayı, çapraz koşu yapana pas vermeyip boşalttığı alandan kaleye vurmayı vs...ama olmadı...altyapı serüvenimiz biraz benim becereksizliğime biraz hocaların eyyamcılığına takıldı denebilir.neyse mevzu halısaha... bir gecede 100ytl bayılarak oynadığımız futbolumsu tatmin aracı.ahh ah işte adamlar futbol oynamak için deli para alıyor biz deli para veriyoz geyiğine takılacak değilim.benim için halısaha izlemenin en güzel yanı kahvede birer rıdvan dilmen olan amcaların sahadaki komik hallerini izlemek...oynama açısından bakıncada kafa kafaya giden maçta öne geçiren maç kazandıran golleri atmak.vurmadan önceki gol olur bu hissini hiçbirşeye değişmem ama olmayınca yaşanan hayalkırıklığıda bambaşka olur.pas vermeyi de sevmem bu da bu gecenin itirafı olsun:D benim yeteneğimden şüphe eden hocamında -ki adı engin'di- amına koyyim delirdim yine akşam akşam hadi balataları yakmayalım...

haftasonu büyük maç var stadda olucaz ama düşünüyomda engin sen biraz daha ilgilensen benle belki forma giyenlerden biri olurdum...en azından mücadele ederdim ruhumu koyardım ortaya...

Tuesday, October 14

gebze


Dünya'nın en yaşanmayacak yeri gebze gördüklerim kadarıyla.En azından ilk ona girer diyelim.Herekeyi geçince dilovası kahverengi bulutlarla karşılar gelenleri.İçindeki en temiz,tozsuz ve yaşanılabilir yerin organize sanayi bölgesi olması durumun özeti aslında.

Gebzeye yolunuz düşerse,tekrar düşünün gitmeyin.Zehirle beslenmiş insanlardan doğan çirkin kızların yaşadığı bir yr ebze.Kendi suçları değil o kesin ama yapacak birşey yok.

Ne kadar iğrenç olduğunu yazarken aklıma gelince bile tiksindiğimden kısa kesiyorum.

nefret ediyorum senden gebze...eğer oraya gidipde severek dönen birini görürsem bu başlığın altına dünyanın en süper yeri yazarım kendime 6 bira ona 1 çukulata alırım.biralar bunu söyleyenin kafasına ulaşmam için,çukulata ise o kardeşime mutluluk aşılamak için...

Monday, October 13

salı çarşamba perşembe


111 belarus(u21)-türkiye(u21) 0 3,00
112 finlandiya(u21)-avusturya(u21) 1 2,10
243 israil(u21)-italya(u21) 1 3,20
263 slovakya-polonya 2 2,80
245 malta-macaristan 0 4,30

benim yolladığım bahis postlarının geleneksel fotoğrafı budur artık.ben dedim oldu.

tahminler bunlar.2 dozdan fazla almanızı tavsiye etmem zira istatistik diye dandikten bi bilim var. kazanma ihtimalinizi körfezin şampiyon olma ihtimalinden bile az olduğunu söylüyor.

bi sonraki post gebze ile ilgili olacak.hatta gebze serisi yapıp itinayla küfür etmek istiyorum

yazılar mevzuunda

yazı yazmayı bilmediğimi en başında da söylemiştim cümleler anlamsız karışık kısaca tam bozo gibi...okuyan eş dost kusurumuza bakmasın böyle sevsin bizi.

birazdan salı çarşamba perşembe için bahis post'u atıcam

Sunday, October 12

Milli Takım Milli Mastürbasyon


Futbol güzel oyun.Güzel olmasına güzel ama fazlasıyla anlam yüklemişiz.Cahil cühelanın renklere aşkına dönüştürmüz.Bir bütünden keyif almak yerine yeri gelmiş milli meseleye dönüşmüş anlamsızca insanların birbirine koyma tutkusuna araç olmuş yaşam standardı farklılıklarından eziklik duyan tarafın futbol klübünü yenince astürbasyon aracı olmuş zaman içinde.''Aynı mahallenin farklı takımı destekleyen 2 genci kolkola maç izlerken zaman içinde birbirinin kafasını yarmış'' klişesinden nefret ederim.Ama yinede sarı mavi diye başlayıp,futbol adam bıçaklamaktırla biten tezhüratı seve seve (sike sike değil) söyleyen insanlardan biri olmam ne garip...
Gelelim milli meseleye.Ne bitmez olay kardeşim yok Alman çocuklar gelsin milli takımımızda oynasın,yok hayır oynamasın yok milli formanın pazarlığı olmazmış vs vs...yahu bir saniye bilinci bir sorgula bir düşün SANANE..nedir amaç futbol izlemek,güzel futbol izlemek...Bırakın renkleri kadroları bıkmadınız mı 3 pas yapamayan kırmızı beyaz formalı emre,terim güdümlü kafatasçı insanların beceriksiz çırpınışlarını izlemekten.Neymiş ermenilere koymuşuz neymiş intikam mintikam yok koymasak işte milli meseleymiş hepinize ben koyiyim yada siktirin bi çay koyun rahatlayın.Bu kafadakilere çağrım bırakın futbolu hayatı bi gözden geçirin.nasıl bir hayat sizin yaşadığınız.
Benim gibi düşünenler şimdilik turuncu formalı,kırmızı lacivert formalı,beyaz t-shirt koyu lacivert şortlu takımların maçlarını izlemenizi tavsiye ederim.Onlarda kötü oynarsa değişin kanalı takın bir guy ritchie filmi lock stock and two smoking barrels olsun ismi iyi gelir.
''netekim''kafatasçılardan bize hayır yok.

resimdeki kol hareketide bana gelsin...:D

Friday, October 10

kötü yönetim


Aslında niyetim ağır bastıran gecede ağır duygusal şeyler yazıp içimdeki boşluğu tatmin etmeye çalışmaktı ama vazgeçtim.yazarken rüzgar futbola doğru esti...
Kocaelispordan bahsetmek istiyorum içim sıkılıyor yeşil siyah formanın her zaman bana yakıştığını düşünürüm bencillik işte. c genç statüsünde 1 yıl oynadıktan sonra sert bir şutla auta çkınca tribün yolları -birazda genetik sebeplerden- dolayı net biçimde gözükmüştü.ah kocaelisporum...ismetpaşada maratonun üstü henüz kapanmışken annelerimizden anca izin alıp maçlara gidiyorduk.çokta dramatik değil tribün hikayemiz ama eğlenceli schakal ben bay F eski 12.şimdiki -yamulmuyorsam- 11. kapı üzerinde erken saatlerde otururduk hava kararır stad ışıklarına bakardım sırf daha sonraki 2 saniyelik körlüğü yaşayabilmek için salaklık işte...maç başlardı kocaelispor -anılarımda hep iyi olması ilginç- 4 gol atardı,yendildiği maçı çok az hatırlarım.4 yediğimiz bjk,gs şampiyon olduğu 2-0lık maç ve fenerde orteganın yalandan kendini atıp penaltı yaptırdığı ve gol attığı sene 2-1 mağlubiyet.şimdi öyle değil kazın ayağı olaylar karıştı sevimsizleşti birazda...ama ben burdan bakamam olaya bakarsam içim kararın puan tablosu sikimde değil bu sezon 15.olursak mükemmel bir başarıdır benim için zira sezon başında söylediğimde budur.ben renklerdeyim hala yeşil ve siyah...kocaeli diyince çoğu tanıdığın aklına pis kalabalık küçük yetersiz ve okul bitince kaçılıp bir daha yüzüne bakılmayacak şehir gelir...ben bu tanımlamaların çoğuna katılırım eylül ayı hariç çünkü izmitte eylül başka güzeldir...konuya dönelim benim aklıma kocaeli diyince yeşil siyah gelir 10 yıldır üstümde gururla taşığım renkler gelir. gelir de neden? çünkü ben hayatımda hiçbir zaman 2.takımım da kocaelispor diyen kaypaklardan olmadım -zamanında babam ve amcam dahil- sevdim anasını satiyim nedensiz başarısız sevdim böyle söyleyince ne kadarda komik geliyor kulağa.sen şampiyon olmasanda kupaları almasanda alayına koymasanda seviyoruz işte var mı diyeceğin seviyoruz işte var mı diyeceğin...küme düş amatöre düş ulan kapıya kilit vur klübü kapat denyo başkan sözüm sana keser döner sap döner gün gelir hesap döner...aklında bulunsun.

bu iki fotografın ilki 1999-2000 diğeri 1996-1997 sezonundan
bu 1996-1997 sezonunda yarı finalde adanasporu finalde trabzonu elemiştik ismetpaşadaki adana maçına ve trabzon maçına gitmiştim daha sonra cumhurbaşkanlığı kupası maçına galatasaraylı hakan şükür ipnesi uzatmaların 116.dakikasında kendini yere bırakır bırakmaz-ki maçtan sonra yoruldumve yorgunluktan kendimi yere bıraktım hakem penaltı çaldı demiştir-hakem penaltıyı çalar 2-1 gs kazanır...foto kupa alındıktan sonra çekilmiş sanırım(türkiye kupası) valla görünce yazasım geldi nerdedir ki şimdi burdaki topçular?
bilen varsa yorumlara yazsın.yoksa o da başka bi post konusu olur.

Thursday, October 9

abbas

haydi abbas, vakit tamam;
akşam diyordun işte oldu akşam.
kur bakalım çilingir soframızı;
dinsin artık bu kalp ağrısı.

şu ağacın gölgesinde olsun;
tam kenarında havuzun.
aya haber sal çıksın bu gece;
görünsün şöyle gönlümce.

bas kırbacı sihirli seccadeye,
göster hükmettiğini mesafeye
ve zamana.
katıp tozu dumana,
var git,
böyle ferman etti cahit,
al getir ilk sevgiliyi beşiktaş'tan;
yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan

bilen bilir de fazla okumak göz çıkarmaz

Wednesday, October 8

metalik tosbağa


kendini git gide bitiren gruplar vardır.muhtemelen müthiş çıkışlar yaptıkları için dahada sert olur düşüşleri.tutunmaya çalışırlar 2-3 hit daha yaparak her seferinde bu sefer bilmemne albümünün tadını yakalayacağız derler beklentiler artar hayalkırıklıkları büyük olur...en net örnek metallica 1 tane adam gibi albümleri yok 15 yıldır hala müzik tarihinin en önemli gruplarından olduklarını iddia edenler var bence metallica'nın trabzonspordan farkı yok bala göte bir yükseliş sonrası bomboş...tezim şudur ki amerikadan sağlam müzik çıkmaz.arkasını argümanla destekleme gereği duymuyorum.yinede aynı dilde iki şarkı yapan toplumdan ingilizler dünyada 1 numarayken müzik mevzunda,amerikanların garaj müziğinden öteye geçememeleri alayına argüman olur bence.

metallica sucks diyerek yoluma devam ediyorum.